Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

270 Roma Hukukunda Societas (Adi Ortaklık)’ta Ortakların Kazanca ve Zarara Katılması ve Societas Leonina (Aslan Payı Ortaklığı) Roma hukuku kaynaklarında ele alınan bu prensibin çağdaş hukukumuza da yansıdığı anlaşılmaktadır. Nitekim TBK m. 623/I hükmünce sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça her ortağın gerek kazanç gerek zarardaki payının, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşit olduğu kabul edilmektedir. C. Kazanca veya Zarara Katılım Paylarından Birinin Belirlenmesi Societas kapsamında sadece kazanca katılım payları belirlendiyse fakat zarara katılım payı belirlenmediyse, kazanca katılım payının zarara katılım payı için de geçerli olacağı prensibi Roma hukukunda kabul edilmekteydi. Tam tersi, sözleşmede sadece zarara katılım payı belirlendiyse fakat kazanca katılım payı belirlenmediyse, zarara katılım payının, kazanca katılım payı ile aynı olduğu kabul edilmekteydi.19 Böylelikle paylar birbirini takip etmekteydi. Bu husus Gaius’un ve Iustinianus’un Institutiones’inde ele alınmaktadır: Gai. Inst. 3.150 “(...) sed si in altero partes expressae fuerint, uelut in lucro, in altero uero omissae, in eo quoque, quod omissum est, similes partes erunt.” (...) Fakat paylar birinde, örneğin kazançta, belirtilmiş ancak diğerinde [zararda] göz ardı edilmişse, belirtilmeyen [göz ardı edilen] kısımda da aynı pay geçerli olur. Iust. Inst. 3.25.3 “Illud expeditum est, si in una causa pars fuerit expressa, veluti in solo lucro vel in solo damno, in altera vero omissa: in eo quoque quod praetermissum est eandem partem servari.” Pay açıkça tek durumda, örneğin yalnızca kazanç veya yalnızca zarar durumunda, belirtilmişse ve diğeri için göz ardı edilmişse, göz ardı edilen için de aynı payın geçerli olduğu açıktır. 19 Birks, Obligations, s. 112; Starace, Lucri et Damni, s. 7; Gönenç, Societas, s. 60; Şener, “Ortaklık”, s. 724.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1