298 Kamu İhale Kanunu Uyarınca Verilen İhalelere Katılmaktan Yasaklama Kararlarının Yargısal Denetimi Örnek bir olayda; hakkında ihaleye fesat karıştırma suçlamasıyla ağır ceza mahkemesinde açılan kamu davasının yapılan yargılamasında beraat eden davacı, beraat edinceye kadar geçen yaklaşık bir yıllık süre içerisinde devam eden kamu davası gerekçe gösterilerek “ihaleden yasaklılık” kararı verildiği, bu dönemde ihalelere iştirak edememiş olmasından kaynaklanan maddi zararının tazmini istemiyle dava açmıştır. İdare mahkemesince verilen kararda; her ne kadar hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçlaması ile açılan ceza davasından davacı beraat etmiş ise de yasaklılık kararının yasal düzenlemeler çerçevesinde verildiği, bu hususta mevzuata aykırı bir durum bulunmadığı gibi yasaklılık işlemine karşı dava da açılmadığı, öte yandan istenilen ve uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın net ve somut olarak ortaya konulamadığı, dolayısıyla söz konusu yasaklama ile illiyet bağının kurulamadığı anlaşıldığından davacının maddi tazminat isteminin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Danıştay 13. Dairesi ise konuya farklı açıdan yaklaşmıştır. 13. Daire; 4734 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesi uyarınca kamu ihalelerinde Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunduğu iddiasıyla haklarında ceza kovuşturması yapılarak kamu davası açılmasına karar verilenlerin yargılama sonuna kadar ihalelere katılmamaları gerektiği, bu kapsamda haklarında kamu davası açılanların takibi cumhuriyet savcılıklarınca sicillerine işlenmek üzere Kamu İhale Kurumu’na bildirilmek suretiyle yapıldığı, anılan Kanun maddesinde bahsi geçen ihaleden yasaklılık halinin doğrudan doğruya ilgili hakkındaki ceza kovuşturmasına bağlı olarak uygulandığı, yargılama le Tazminat” başlıklı Yedinci Bölümü’nün “Tazminat istemi” başlıklı 141’inci maddesi uyarınca tazminat talep edilebilecek durumlar sıralanmıştır. Kanun’un 142’nci gereğince, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talep edebilmenin şartlarını şu şekilde sıralanabilir: 1- Koruma tedbirleri nedeniyle maddi ve/veya manevi bir zarar doğmalıdır. 2- Söz konusu zarar 5237 sayılı Kanun’un 141’inci maddesinde sayılan sebeplerden doğmuş olmalıdır. 3- Karar veya hüküm kesinleşmelidir. 4- Kararın veya hükmün kesinleştiğinin ilgiliye tebliğinden itibaren 3 ay içerisinde; herhâlde en geç karar veya hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde tazminat talebinde bulunulmalıdır. 5- Tazminat talep eden kişinin dava dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini belirtmesi ve bunların belgelerini de tevsik etmesi gerekmektedir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1