332 Soykırım Sözleşmesinin Gazze’de Uygulanması Davasında Uluslararası Adalet Divanı’nın İhtiyati Tedbir Kararı pı tesislerinin bombalanması, sivil-askeri hedefler ayrımı yapmadan çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere binlerce kişinin katledilmesi uluslararası insancıl hukukun en temel kurallarının ihlalini teşkil etmesi yanında soykırım iddialarını gündeme getirdi. Soykırım şüphesiz ki, uluslararası hukukta bir devletin ve devlet idarecilerinin işleyebileceği en ağır suçtur. 1945 sonrası BM ile birlikte yeni uluslararası düzen kurulurken ilk hedeflerin arasında soykırım ve insanlığa karşı suç oluşturan eylemlerin tekrar yaşanmaması vardı. 1948 Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi (Soykırım Sözleşmesi) bu temenniyi sağlam hukuki zemine oturtma isteğinin bir sonucudur.8 2024 yılı itibariyle 153 devlet Sözleşmeye taraftır, fakat soykırım yasağı aynı zamanda teamül kuralı olduğundan ve de uluslararası hukukun amir hükümleri (jus cogens) arasında yer aldığından bütün devletleri bağlamaktadır. İsrail’in Gazze’de yaptıklarının soykırım boyutuna varması ile Filistin meselesinin uluslararası yargının konusu olması arasında şöyle bir bağlantı vardır. Soykırım Sözleşmesi yorum ve uygulamayla ilgili olarak taraflar arasında çıkacak ihtilafların halli için özel bir madde içermektedir. Buna göre “Taraf devletler arasında Sözleşmenin yorumu, uygulanması veya yerine getirilmesi ve ayrıca soykırım fiillerinden veya III. maddede belirtilen fiillerin herhangi birinden bir devletin sorumluluğuyla ilgili olarak ortaya çıkan ihtilaflar ihtilafın taraflarından birinin talebi üzerine UAD’ye sunulur”.9 Dolayısıyla Soykırım Sözleşmesine taraf olan devletler anılan maddeyle ilgili ihtirazı kayıt koymamışlarsa10 Divanın Sözleşme çerçevesinde yargı yetkisini önceden kabul etmiş 8 Sözleşmede soykırım şöyle tanımlanmaktadır: “ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri, soykırım suçunu oluşturur. a) Gruba mensup olanların öldürülmesi; b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedeni veya zihni zarar verilmesi; c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziki varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, hayat şartlarını kasten değiştirmek; d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak; e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek” (madde II). Bu tanım aynı şekilde Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma Statüsünde de tekrarlanmaktadır (madde 6). 9 Soykırım Sözleşmesi, madde IX. 10 Soykırım Sözleşmesine ihtirazı kayıt konulması hususundaki tartışmalar üzerine BM Genel Kurulu UAD’den istişari mütalaa istemiş ve Divan “konu ve amaca aykırı olmama ilkesini” zikrederek rezerv konulabileceğini söylemiştir. Reservations to the Convention of Genocide, Advisory Opinion, I.C.J. Reports 1951, s. 15 vd.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1