356 Soykırım Sözleşmesinin Gazze’de Uygulanması Davasında Uluslararası Adalet Divanı’nın İhtiyati Tedbir Kararı konuyu iradeci öğretinin ikili ilişkiler mantığı çerçevesinde hapsetmek anlamına gelmektedir. Barcelona Traction’dan sonra Divanın uluslararası toplumun ortak değerlerini koruyan kurallar hususunda Güney Batı Afrika Davasındaki muhafazakâr anlayışını69 geride bıraktığı kanaati oluşmuştur. Fakat Divan’ın amir hükümlerin varlığı ve etkilerine ihtiyatlı yaklaşması ve 1990’larda Bosna v Yugoslavya ile başlayan soykırım davalarında verdiği kararlar Lotus ruhunun70 hala diri olduğunu göstermektedir. Uluslararası toplumun ortak değerlerinin korunmasıyla ilgili olan incelediğimiz bu davada da Divan 59. maddeyi ve yargı yetkisini devletin rızasını mutlak kabul eden bir anlayışla yorumlamayı tercih etmiştir. 28 Mart tedbirleri Gazze halkına insani yardım amacına matuf olarak alınmıştır. İnsani yardımla ilgili meseleler esas olarak Cenevre Hukuku veya uluslararası insancıl hukukun konusunu oluşturur. Bununla birlikte Soykırım Sözleşmesinde soykırım suçunu oluşturduğu belirtilen fiillerin tamamı (madde 2) bir topluluğu hayati ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakarak veya bu maddelere erişmesini engelleyerek işlenebilir. Bu sebeple, Divanın bu davada ancak Soykırım Sözleşmesi çerçevesinde yetkili olduğu ve insancıl hukuku ilgilendiren olayların yargı yetkisi dışında kaldığı tespitlerinden yola çıkarak insani yardımı düzenleyen tedbirler almasını yetki aşımı olarak niteleyen yorumlar doğru değildir.71 Tedbirlerin kapsamıyla ilgili dikkat çeken bir diğer husus da şudur ki, Divan insani yardıma odaklı “yeni” tedbirlerde aslında yeni 69 Manda rejiminin Milletler Cemiyetinin uluslararası toplum adına yapılan bir düzenleme olduğu, dolayısıyla bütün devletlerin ortak menfaatini oluşturduğunu kabul etmek “Divanın ‘actio popularis’ veya toplumun herhangi bir üyesinin kamu menfaatini savunmak için hukuken harekete geçme hakkı bulunduğunu kabul etmesi demektir. Fakat bu tür bir hak bazı ulusal hukuk düzenlerinde bulunmasına rağmen şu anki haliyle uluslararası hukukta bilinmiyor”. South West Africa, Second Phase, Judgment, I.C.J. Reports 1966, s. 47, § 88. 70 “Uluslararası hukuk, bağımsız devletler arasındaki ilişkileri düzenler. Bu sebeple, devletler için bağlayıcı olan hukuk kuralları kendi serbest iradelerinden kaynaklanır. Bu irade sözleşmelerde veya hukukun genel ilkelerini tasdik eden teamülde kendini gösterir. Kurallar bir arada var olan bağımsız toplulukların arasındaki ilişkileri düzenlemek veya ortak amaçları gerçekleştirmek için kabul edilmiştir. Dolayısıyla, devletlerin bağımsızlığının sınırlandırılması varsayılamaz (bile).” The Case of the S.S. “Lotus” (France v. Türkiye), Judgment, 7 September 1927, The Permanent Court of International Justice, Series A, No 10, s. 18. 71 Order 28 March, Separate opinion of Judge ad hoc Barak, s. 5-6.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1