357 TBB Dergisi 2024 (172) Mehmet Emin ÇAĞIRAN bir şey söylememekte, 26 Ocak kararında bu meseleyi genel olarak kaleme aldığı 4 numaralı tedbiri ilgili teferruatları anarak tekrar etmektedir. Olayların öyle gerektirdiği durumlarda Divan’ın önceki tedbir kararlarını teyit eden, tekrarlayan veya açıklayan yeni kararlarla gelişmelere müdahil olması gayet normal ve anlaşılabilir bir tutumdur. İncelediğimiz davada da Divanın olaylar karşısında bir şeyler yapma gayretiyle ilgili benzer şeyler söylenebilir. Fakat iyiniyetli olarak nitelendirilebilecek bu tutum ihtiyati tedbir kararı sürecinde bazı önemli hataları görmeye engel teşkil etmemelidir. Divan insani yardım odaklı “yeni” tedbirlerin gerekçesini açıklarken, uluslararası kuruluşların gözlem ve raporlarından hareketle Gazze’de durumun giderek daha da kötüleştiğini, açlık ve kıtlığın hastalıklar, salgınlar ve ölümlere yol açtığı ve bunun başlıca sebebinin de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserinin belirttiği gibi72 İsrail’in insani yardımın ulaşmasının önüne büyük engeller çıkardığını söylemektedir.73 Divan buradan olayın şartlarındaki değişikliklerin 26 Ocak kararında alınan tedbirlerde değişiklik yapılmasını gerekli kıldığı sonucunu çıkarmaktadır.74 Kararında atıfta bulunduğu Güvenlik Konseyi’nden diğer BM organları ve üst seviye yetkililerine ve insan hakları kuruluşlarına kadar herkesin “göz göre göre bir halk imha ediliyor” ikazına ve bunun haklı olduğunu kabul etmesine ve kendisinin “değişiklik yapılması gerekir” ifadesine rağmen Divan değişiklik adı altında zaten mevcut olan önceki tedbirleri teferruatlandırıp tekrar etmekle yetinmektedir. Yukarıda belirttiğimiz üzere, böyle bir karar eksik olarak tenkit edilse de makul karşılanabilir, fakat Divan’ın gerekçeleriyle kararı arasındaki kopukluğun izahını yapmak çok zordur. 28 Mart kararında gerekçe-sonuç ilişkisi bakımından en fazla tenkit edilmesi gereken husus eski tedbirlerin yeni gibi sunulmasından ziyade dava konusu haklara (Gazze halkının Soykırım Sözleşmesiy72 “Açlık ve kıtlık durumu, İsrail’in insani yardım ve ticari malların giriş ve dağıtımına yönelik kapsamlı kısıtlamalarının, nüfusun çoğunun yerinden edilmesinin ve aynı zamanda önemli sivil altyapının tahrip edilmesinin bir sonucudur”. Office of the High Commissioner for Human Rights (OHCHR), “Comment by UN High Commissioner for Human Rights Volker Türk on the risk of famine in Gaza”, press release, 19 March 2024. 73 Order 28 March, §§ 30-40. 74 Order 28 March, § 41.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1