Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

360 Soykırım Sözleşmesinin Gazze’de Uygulanması Davasında Uluslararası Adalet Divanı’nın İhtiyati Tedbir Kararı nışları “tehlikeli” bulunuyorsa, o tarafın sorumlu olmasa da “zanlı” olarak görüldüğü açıktır. Dünya Mahkemesi (World Court) olarak da adlandırılan UAD’nin önünde soykırım zanlısı olmak ve – şayet Divan davaya bakmaya yetkili olduğuna karar verirse – izlediği politika ve fiillerinden dolayı soykırım iddiasıyla yargılanmak İsrail’in bugüne kadar görmediği bir tepkidir. Davanın kabul edilebilirliği ve sonucu ne olursa olsun siyasi, insani, psikolojik açıdan önemli tesirleri olacağı muhakkaktır. İhtiyati tedbir kararları açısından söyleyecek olursak, bu tepkinin pratik sonuçları davanın açılmasının meydana getirdiği sansasyonla ters orantılı olmuş, adeta dağ fare doğurmuştur. İlk tedbir kararının alındığı 26 Ocak 2024’ten Nisan 2024’e geçen iki aydan fazla zaman zarfında İsrail operasyonlarına aynı şiddette devam etmiştir. Bunun sebeplerinden birisi İsrail’in hep uygulayageldiği uluslararası hukuk kurallarını çiğneme pahasına hedeflerini gerçekleştirme politikasıdır. Hukuki değerlendirme açısından bu sebepten daha önemli diğer sebep ise Divan’ın tedbir kararlarının içerik olarak olayın gerçeklerinden kopuk olmasıdır. Divan tedbir kararlarının gerekçelerinde İsrail silahlı kuvvetlerinin Gazze’de yaptıklarını, Filistin halkının maruz kaldığı katliam, açlık, susuzluk, yerinden edilme gibi soykırım kapsamında değerlendirilen uygulamaları Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi, Genel Kurul gibi BM organlarının ve ilgili evrensel kuruluşların belgeleri ve beyanlarından hareketle ortaya koymaktadır. 28 Mart kararının gerekçesinde bunlara ilaveten Gazze’deki durumun giderek kötüleştiğini belirtmektedir. Gerekçelerdeki bu durum tespiti davanın konusu olan Soykırım Sözleşmesiyle korunan hakların ihlal edildiğine işaret etmektedir. O halde bu tespitlerden hareketle alınacak tedbirlerin de dava konusu hakların korunmasına yönelik olması, yani bu hakları çiğneyen veya çiğneme ihtimali olan fiilleri hedeflemesi gerekir. Belgeleriyle gerekçede anılan bu ihlallerin tamamı İsrail’in askeri operasyonlarının doğrudan sonucudur. Divanın aldığı tedbirlere baktığımızda 26 Ocak kararındaki ilk tedbirde İsrail Devleti’nden Gazze’deki Filistinlilerle ilgili olarak Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesindeki fiillerin işlenmesini önlemek için her türlü tedbiri alması istenmektedir. Divan bilhassa şu tedbirler diyerek

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1