Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

31 TBB Dergisi 2024 (172) Recep DOĞAN partileri iş başına geçer geçmez, bu istenmeyen yabancıların tamamının sınır dışı edilmesini sağlayacakları şeklinde ibarelerin bulunduğu, bu ibareler nedeniyle 2 haftalık hapis cezasına çarptırıldıkları, bunun ifade özgürlüğüne aykırı olduğu iddiasıyla dava açtıkları görülmektedir. Komisyon kararında çoğu artık vatandaş olmuş yabancılara yönelik, beyaz ve Hollandalı olmayan herkesin vatandaş olup olmadığı, oturum izni olup olmadığına bakılmaksızın ülkeden gönderilecekleri şeklindeki ifadenin, Sözleşmenin 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, Sözleşmenin 10. maddesinin bir ırka yönelik ayrımcılık içeren fikirlerin yayılmasına müsaade etmediği, bu tür kötüye kullanımların önlenmesini öngören 17. madde bağlamında, başvurunun dayanaktan yoksun ve kabul edilemez olduğu kararı verilmiştir. 3. İnkarcılık ve saptırma içeren söylemler Tarihsel gerçeklerin bilimsel yöntemlerin dışında inkarını ve saptırılmasını (Negationism and revisionism) içeren söylemlere dair başvurular da yine AİHM tarafından kabul edilemez ve dayanaktan yoksun bulunmaktadır. Bu konuya ilişkin en bilinen karar, Fransa’ya karşı açılan davada verilen Garaudy123 kararıdır.124 Bu kararda, Fransız yazar, siyasetçi ve filozof Roger Garaudy tarafından yazılan, İsrail devletinin kuruluşunda ve siyasetinin oluşumunda yatan gizemi anlatan “Les myths fondateurs de la politique israélienne” adlı kitapta yer alan, Yahudilere yönelik nefreti kışkırtan, bunlara karşı işlenen insanlık suçlarını ve Yahudi Soykırımını (Holocaust) inkar eden ve hakaret içeren söylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışılmıştır. AİHM, bu kararda, bu kitapta anlatılanların önceden açık bir şekilde ortaya konmuş tarihsel gerçeklerin saptırılması niteliğinde olduğu, bilimsel veya tarihi bir araştırmaya vücut verme123 Garaudy v. France, (no. 65831/01), 24 June 2003. 124 Garaudy kararından önce, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’nun, Nasyonal Sosyalizm yönetimi altında toplama kamplarında yer alan gaz odalarında soykırım suçu işlendiğini inkâr eden bir makalenin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğine ilişkin Honsik, gaz odalarının kullanıldığı iddiasının uygun ve mümkün olmadığını ispatlama iddiasında olan bir süreli yayının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğine ve dayanaktan yoksun olduğuna ilişkin Marais kararı da bulunmaktadır. Honsik v. Austria, (no. 25062/94), 18 October 1995; Marais v. France, (no. 31159/96), 24 June 1996.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1