84 Türk Ceza Kanunu’nda Çocuk Düşürtme ve Düşürme Suçu 3. Fiil (Hareket) TCK m.99 bakımından suçu oluşturan fiil, bir kadının “çocuğunun düşürtülmesi”, TCK m.100 bakımından da “gebe kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi”dir. TCK m.99’da gebeliği, cenini taşıyan kadın dışındaki üçüncü bir kişi sonlandırırken, TCK m.100’de gebeliği bizzat cenini taşıyan kadın sonlandırmaktadır. TCK m.99 ve m.100’de düzenlenen suç, serbest hareketli bir suç olup aynı zamanda icrai bir hareketle işlenebilir. Ayrıca, bu suç bir netice suçudur.81 Bu suçun oluşması için ceninin ileride tam doğma potansiyeline sahip olması şartı aranmamaktadır. Ceninin gelişim seyri sonunda hasta doğması ihtimali olsa dahi yapılan fiiller suç oluşturacaktır. Buna karşın, bu suçların oluşabilmesi bakımından ana rahmindeki ceninin yaşamsal fonksiyonlarının devam ediyor olması gerekir.82 Ceninin ölmüş olması hâlinde yapılacak müdahale bu suçu oluşturmaz. Buna göre, gelişim seyri devam eden ve yaşayan bir cenine yönelen ve onun gebe kadın ile olan yaşamsal ilişkisine son vererek bu seyrin dışına (rahim dışına) çıkaran her türlü müdahale bu suçu oluşturur. Ancak anne rahmindeki ceninin yaşamsal bir fonksiyona sahip olmaması halinde ise müdahale artık cenine değil gebe kadına yönelik olacağından gebe kadına yönelik olarak üçüncü kişiler tarafından yapılan bu tip müdahaleler “çocuk düşürtme” suçunu değil, şartları varsa “kasten yaralama” veya ölüm neticesi meydana gelmişse “kasten öldürme” suçlarını oluşturabilecektir.83 Bu suçun konusunu oluşturan ceninin bu sıfatı kazanma anı önemlidir. Döllenmiş yumurtanın rahmin iç zarına yerleşmesine “nidation” denir ve nidation’un döllenmeden itibaren yaklaşık 7 gün sonra gerçekleştiği kabul edilir.84 Bu bakımdan, nidation’u önlemeye yönelik “ertesi gün hapı” verilmesi gibi önlemler bu suçu oluşturmaz. Ayrıca, tüpte döllenmiş yumurta da cenin sayılmaz. Zira, cenin, döllenmeden doğuma kadar geçen süre içinde ana rahminde bulunan varlıktır. Bu nedenle, doğmuş bir yaşam söz konusu olduğunda da bu suç oluşmaz, 81 Tezcan/Erdem/Önok, s.375; Özbek/Doğan/Bacaksız, s.313; Keskin Kiziroğlu, s.173; Kitapçıoğlu, s.303. 82 Yılmaz, s.120-121. 83 Tezcan/Erdem/Önok, s.377. 84 Keskin Kiziroğlu, s.172.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1