85 TBB Dergisi 2024 (172) Cengiz Topel ÇİFTCİOĞLU bu suçun yerine duruma göre kasten veya taksirle öldürme suçu oluşur.85 Ayrıca, ikiz, üçüz gibi çoklu gebeliklerde hukuka aykırı bir şekilde ceninin sayısının azaltılması halinde de bu suç oluşur.86 TCK m.99’daki düzenlemeyle kastedilen, hangi yöntemle olursa olsun, çocuğu taşıyan kadın dışında başka bir kişi tarafından gerçekleştirilen, gebeliğin sonlandırılması amacına yönelik ve cenini hedef alan her türlü müdahaledir. Bu müdahalenin doğal yoldan ya da suni olarak gerçekleştirilmesinin de bir önemi bulunmamaktadır. Bu suç, yapılan müdahale sonucu, gebe olan anne ile ceninin yaşam bağının kesilerek, ceninin ölümüne yol açmakla işlenmiş olur.87 Öte yandan, bu suçun işlenmesi bakımından, fiilin doğrudan rahime müdahalede bulunmak suretiyle işlenmiş olmasına da gerek yoktur. Biyolojik veya kimyasal etki gösteren bir aracın, söz gelimi, düşük ilacı veya söktürücü iğne gibi, kullanılması yöntemiyle işlenmesi mümkündür. Yine, rahimden canlı olarak çıkarılan ceninin, bu aşamadan sonra yaşama yeteneğine sahip olmaması ya da gördüğü zarar sebebiyle ölmüş olması halinde de bu suç oluşur.88 Nihayet, bu suçun oluşması bakımından, sonlandırılan gebeliğin kaçıncı ayında bulunduğunun kural olarak bir önemi yoktur. Ancak, TCK m.99/2’de, “tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi” esas alındığı için böyle bir halde, yani gebelik süresinin on haftayı aşmamış olması halinde, kadının rızasının bulunması durumunda, gerçekleştirilen bir fiil suç oluşturmaz. Dolayısıyla, gebeliği sonlandıran hekimin, kadının rızasının bulunup bulunmadığını ve gebelik süresiyle tıbbi bir zorunluluk olup olmadığını araştırması gerekmektedir.89 TCK m.100’de suçu oluşturan hareket, gebe kadının bizzat kendi taşıdığı cenini düşürmesiyle gerçekleşmiş olur. Ancak burada, gebe kadının fiilinin suç oluşturması bakımından gebelik süresinin on haf85 Keskin Kiziroğlu, s.172-173. 86 Özbek/Doğan/Bacaksız, s.314. 87 Yılmaz, s.118-120. 88 Tezcan/Erdem/Önok, s.376-377. 89 Keskin Kiziroğlu, s.173.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1