Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

88 Türk Ceza Kanunu’nda Çocuk Düşürtme ve Düşürme Suçu görülmüştür.100 Bu cezasızlık sebebinin uygulanabilmesi bakımından, kadının kendisine karşı işlenmiş olan söz gelimi bir cinsel saldırı suçu gibi, mağduru olduğu bir suç sonucunda gebe kalmış olması gerekir.101 Ayrıca, kadının gebeliğin sonlandırılması konusunda bir rızasının bulunması icap eder. Nihayet, söz konusu gebeliğin yirmi haftadan fazla olmamasıyla birlikte gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.102 Bu bakımdan, TCK m.100’de gebe kadının bizzat bu gebelikten kurtulmak için çocuk düşürme fiilini işlemesi halinde bu cezasızlık sebebi uygulanmaz ve TCK m.100’de belirtilen suç oluşur.103 Bu hükmün uygulanmasındaki en önemli sorun, kadının mağduru olduğu bir suç sonucunda gebe kaldığının kim tarafından ve nasıl belirleneceğidir. Bu konuda, ilgili suça ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararının beklenilmesi halinde gebelik süresi çoğunlukla yirmi haftayı geçmiş olacaktır. Bu nedenle öğretide, böyle bir durumda hekim tarafından Cumhuriyet Savcısına konunun sorulması ve sorunun Cumhuriyet Savcısı’yla yapılacak istişare sonucunda çözüme kavuşturulması öneril100 Keskin Kiziroğlu, s.182. 101 Türe, s.148 vd. 102 AYM, T.02.11.2023, B.No.2020/26150 sayılı bireysel başvuru kararında; “Somut olayda kamu makamlarınca başvurucunun vasisi tarafından başvurulması, ceninin yaşamının korunması gerektiği, başvurucunun vesayet altında olduğuna ilişkin bir kararın veya mağdurun gebeliğin sonlanmasına dair rızasının bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Öte yandan başvurucu ve babasının gebeliğin sonlandırılmasına yönelik 10.02.2020 tarihli talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Bununla birlikte derece mahkemelerince, başvurucuya karşı cinsel istismarda bulunma suçundan açılan kamu davasına ve gebeliğin bir suç sonucu gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik herhangi bir değerlendirmede de bulunulmamıştır. Başvurucu hakkında düzenlenen 23.12.2019 tarihli rapora göre başvurucunun on haftalık gebe olduğu tespit edilmiştir. Mahkemeye başvuru tarihinde başvurucu, on haftalık gebelik süresi dolduğundan başvurucunun ancak mahkeme kararıyla gebeliğini sonlandırabilmesi söz konusudur. TCK m.99/6’da ise kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması hâlinde süresi yirmi haftadan fazla olmamak üzere gebeliğin sonlandırılabileceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla yargı makamlarının tutumu başvurucunun gebeliğin sonlandırılması imkânına erişmesini engellemiş ve başvurucuya aşırı bir külfet yüklemiştir. Bu durum söz konusu adil dengenin başvurucu aleyhine bozulmasına yol açmış, başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkına yapılan müdahalenin orantısız olması sonucunu doğurmuş olduğuna” hükmetmiştir (www.anayasa.gov.tr). 103 Ertuğrul, Çocuk Düşürme, s.376.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1