Türkiye Barolar Birliği Dergisi 173.Sayı

3 TBB Dergisi 2024 (173) Tolga ŞİRİN Bu makale, sadece son sav üzerinde duracaktır. Yani makalenin odağındaki temel soru, AYM’nin FETÖ/PDY yargılamalarında nasıl bir yaklaşım sergilediğidir. Bu soru, tüm haklar yönünden değil, şimdiye değin içtihadi yığılmanın bulunduğu kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı yönünden yapılacaktır. Makalede kullanılacak yöntem, klasiktir. AYM’nin konuyla ilgili içtihadı resmî arama motorundan taranmış ve bu tarama sonucunda bulunan bulgular, tutarlılık filtresinden geçirilerek kategorilendirilmiştir. Bulgular, Anayasa’nın 19’uncu maddesinin fıkra sıralamasına göre aktarılacaktır.4 Makale, içtihadi tarama ve bu bulguların sistematize edilmesi esasına dayandığı için literatür kaynaklarından ziyade karar odaklı bir metot kullanılacaktır. I. TUTMANIN HUKUKILIĞI (MD. 19/3) Tutmanın hukukiliği sorunu, kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakan müdahalenin kanunda öngörülen koşullara uygun olup olmadığıyla ilgilidir. Anayasa’nın (m. 19/3) suç nedeniyle tutmalar konusundaki çerçevesi şöyledir: 4 Anayasa’nın m. 19/1 hükmü “Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir” demektedir ve bu hüküm bir “kapsam” belirlemesi meselesini ortaya koyar. Kapsamın bu konu özelinde ele alınması gerekmemektedir. Anayasa’nın m. 19/2 hükmü “Şekil ve şartları kanunda gösterilen: Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.” biçimindedir. Bunun konumuzla ilgili yönü “hüküm özlü tutukluluk”tur. AYM, mahkûmiyete bağlı tutmanın hukuka aykırı olduğu, kanun yolu aşamasında tahliye taleplerinin veya resen tutukluluk incelemelerinin yapılmaması gibi “bir mahkûmiyete bağlı olarak” tutuklulukla ilgili şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna varmaktadır. Bu konuda FETÖ/PDY davalarında özgü bir farklılık yoktur. Örneğin bkz. A.Y., B. No: 2019/38819, 19/1/2023, § 14. Bu nedenlerle, makalede ilk iki fıkra atlanacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1