146 Sosyal Güvenlik Hakkının Bireysel Başvuru Yoluna Konu Edilebilirliği SONUÇ Uluslararası ve ulusal hukuk düzenlerinde benimsenen genel yaklaşım, sosyal hakların ve bu makalenin konusunu oluşturan sosyal güvenlik hakkının klasik haklar gibi yargılanabilir olmadığı yönündedir. Buna karşılık insan haklarının bütünselliği ilkesi ve haklar arasındaki geçirgenlik, bu hakların klasik haklar kapsamında belirli bir düzeyde korunabilmesini sağlamaktadır. Esasen klasik hakların bekçiliğini yapan çeşitli uluslararası ve ulusal denetim organları bu yöntemle sosyal hakları çeşitli klasik haklar vasıtasıyla ele almaktadır. Verdiği kararların bağlayıcılığı ve sergilediği aktivist yaklaşımla uluslararası insan hakları hukukunun başat aktörlerinden olan İHAM ve bireysel başvuru uygulamasında onu bir rol model olarak gören AYM, hak kategorileri arasındaki geçirgenliğe kayıtsız kalmamaktadır. Başta dinamik yorum metodu olmak üzere çeşitli yorum yöntemlerine, pozitif yükümlülükler öğretisine ve insan haklarının bütünselliği ilkesine dayanan dolaylı koruma pratiği, özellikle de sağlık, çalışma, barınma ve sosyal güvenlik haklarının bazı boyutlarının Sözleşme ve Anayasa’da öngörülen bireysel başvuru sistemleri kapsamında korunmasını sağlamaktadır. İki Mahkemenin bu kapsamdaki yaklaşımı oldukça benzer olmasına rağmen, sosyal hakların bilinçli bir şekilde dışlandığı uluslararası bir belgenin koruyucusu olan ve taraf devletlerin egemenlik temelli tereddütlerini hesaba katmak zorunda olan İHAM’ın bu konuda aktivist bir yaklaşım sergilediği buna karşılık ulusal bir Mahkeme olan ve yetkisini aldığı Anayasa’da sosyal devlet ilkesi ile sosyal haklar gibi dolaylı korumayı teşvik eden düzenlemeler bulunan AYM’nin bu konuda çekingen kaldığı söylenebilir. Ayrıca AYM bu kapsamdaki içtihadında bireysel başvuru hakkının kapsamı ve kamusal makamlara bırakılan takdir alanı konusunda Anayasa’ya değil Sözleşme’ye uygunluk denetimi yapan bir denetim organı görüntüsü vermektedir. Bu nedenle Mahkemenin dolaylı koruma bağlamındaki çekingen yaklaşımı, İHAS’ın 53. maddesinde yer alan asgari eşik ilkesi ve Anayasa’nın bütünselliği ilkesi bakımından sorunludur. Sosyal güvenlik hakkı, Sözleşme’de ve Anayasa’nın bireysel başvuru hakkı için öngördüğü koruma alanında yer alan adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı, özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı ve ayrımcılık yasağı bağlamında gündeme gelebilmektedir. Ne var ki bu kapsamdaki koruma taraf devletlere herhangi bir sosyal güvenlik
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1