148 Sosyal Güvenlik Hakkının Bireysel Başvuru Yoluna Konu Edilebilirliği desteklemek için “gönüllü” olarak öngörülen ödeneklerin taraf devletlerin aile yaşamına saygı gösterme biçimi olduğunu ve aile yaşamının organizasyonu etkileyebildiğini kabul etmektedir. Dolayısıyla bir kere öngörülen bu tür ödeneklere sonradan yapılan müdahaleler, özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı kapsamında sorun doğurabilmektedir. Öte yandan Mahkeme, yakın tarihli Beeler/İsviçre kararından itibaren sekizinci maddenin kapsamının sosyal güvenlik hakkı lehine esnetilebilirliği konusunda daha titiz bir inceleme yapacağını belirterek bu konuda çeşitli kriterler belirlemiştir. Buna göre ancak somut vakanın özel koşulları ele alındığında aile yaşamının düzenleniş biçimini mutlak surette etkileyen müdahaleler özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı kapsamında ele alınabilecektir. Özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkının kapsamını belirginleştirmeyi hedefleyen bu karar, sekizinci maddenin sosyal güvenlik ödenekleri bakımından uygulanabilirliğini daraltmıştır. Son olarak, yukarıda anılan Sözleşmesel hakların kapsamına giren sosyal güvenlik ödemeleri, ayrımcılık yasağına uygun bir biçimde düzenlenmelidir. Her ne kadar ayrımcılık yasağı Sözleşme ve AYM uygulamasında bağlı bir hak olarak görülse de gerek İHAM gerek AYM, ayrımcılık yasağını konu edinen yargılamalarda ilgili Sözleşmesel hükmün kapsamını sosyal haklar lehine geniş yorumlayarak ayrımcılık yasağının sosyal güvenlik hakkına uygulanabilirliğini genişletme eğilimi göstermektedir. Dahası esasa dair incelemede -ve özellikle de başvurucuların hassas bir kategoriye ait olduğu durumlardaki farklı muamele iddialarına dair davalarda- takdir alanı titiz bir biçimde denetlenmektedir. Neticede bireysel başvuru sistemlerinin sosyal güvenlik ödenekleri bakımından sağladığı dolaylı korumanın çok yönlü ve oldukça kapsayıcı olduğu söylenebilir. Üstelik bu kapsamdaki korumanın düzeyi ve içeriği, sosyal haklara özgü bir belgenin koruyucusu konumundaki ESKHK’nin sosyal güvenlik hakkına dair yaklaşımıyla belirli yönlerden benzerlik göstermektedir. Diğer bir ifadeyle eleştiriye açık yönleri bulunmakla birlikte İHAM ve AYM’nin sosyal güvenlik hakkı lehine sağladığı dolaylı korumanın tesadüfi örtüşme ve gerekçelendirmelerin ötesine geçerek sistemli bir hâl aldığı söylenmelidir. Dahası her iki Mahkeme de bunu sosyal hakların bilinçli bir biçimde dışlandığı bireysel başvuru mekanizmaları çerçevesinde yapmaktadır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1