Türkiye Barolar Birliği Dergisi 173.Sayı

162 Türkiye’de Üniversite Genel Sekreterlik Kurumunun Hukuki Arka Planı ve Uygulaması 4936 sayılı Kanun’u ilga eden 20.06.1973 tarih ve 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu da genel sekreterle ilgili hükümler ihtiva etmektedir. Bütçe hazırlama dışındaki görev ve yetki tanımı 4936 sayılı Kanun ile örtüşmektedir. Ancak genel sekreterin oy hakkı olmaksızın senatoya ve yönetim kuruluna katılması ve raportörlük görevini ifa etmesi, yönetim kurulunun teklifi üzerine rektör tarafından atanması ve genel sekreterlerin yüksek öğrenim mezunu olma koşulunu sağlaması gibi hususlar, 1750 sayılı Kanun’da ilk kez düzenlenmiştir. Sekiz yıl sonra, 1750 sayılı Kanun’u ilga eden 04.11.1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda da genel sekreterlik, 1750 sayılı Kanun’a benzer şekilde düzenlenmiştir. 2547 sayılı Kanun’un ilk hâline göre genel sekreterin görev ve yetki tanımı büyük oranda 1750 sayılı Kanun ile örtüşmektedir. İlave olarak ise üniversitenin ita amiri olan rektörün, bu yetkisini genel sekretere devredebilmesi imkânı 2547 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. Ayrıca genel sekreterin atanması sürecinde yönetim kurulunun teklif yetkisi, görüş vermek şeklinde yumuşatılmış ve rektörün genel sekreterin atanması konusundaki inisiyatif alanı genişletilmiştir. Bu noktada üniversite genel sekreterlerini atayan rektörlerin atanma usulüne de değinmekte fayda vardır. 13.06.1946 tarih ve 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu’nun 12. maddesine göre rektör, fakülte profesör kurullarının bir arada yapacakları toplantıda iki yıl için, ordinaryüs profesör veya profesörler arasından, sıra ile her seçim döneminde farklı bir fakülteden olmak üzere salt çoğunlukla seçilmekteydi. 27.10.1960 tarih ve 115 sayılı Kanun ile rektörün seçim yönteminde basit değişiklikler öngörülmüştür.6 27.07.1967 tarih ve 923 sayılı Kanun ile ise altı asli profesörü olmayan fakültelerden rektör seçilemeyeceği hususu düzenlenmiştir. 4936 sayılı Kanun’u ilga eden 20.06.1973 tarih ve 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu’nun 13. maddesine göre rektörün, her üniversitenin bütün öğretim üyelerinin bir arada yapacakları toplantıda, üç yıl için, üniversitenin aylıklı profesörleri arasından, salt çoğunlukla seçilmesi ilkesi benimsenmiştir. 4936 ve 1750 sayılı Kanunlar rektör belirleme sürecinde ana aktör olarak öğretim üyelerini tespit etmişken 12 Eylül’ün oluşturduğu 6 Suna Kavili Arap, “Türkiye’de Rektör Belirleme Süreci ve ‘Mütevelli Heyeti’ Tartışmaları”, Memleket Siyaset Yönetim, 2011, C. 6, S. 16, s. 6.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1