Türkiye Barolar Birliği Dergisi 173.Sayı

265 TBB Dergisi 2024 (173) Alihan AYDIN diyerek (kararda açıkça ifade edilmemekle birlikte gerekçeden anlaşıldığına göre) bu tür bir senede dayalı icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiğini içtihat etmiştir. Bu karardan birkaç gün sonra verdiği 11.02.1981 tarihli kararında ise daire, ilk karardan farklı olarak, teminat amacıyla senedin verilmesinin senetteki kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesi unsurunu zedeleyeceğinden söz etmemiş, ancak “… Sözleşmedeki eksikliklerin tamamlanması için teminat olarak verilecek senedin tahsili gerekip gerekmediğinin ve eksiklerin tamamlanıp tamamlanmadığının tespitinin yargılamayı gerektirmesine ….”7 ifadeleriyle (karardaki karşı oy yazısından anlaşıldığına göre) yine bu tür bir senede dayalı olarak icra takibi yapılamayacağına hükmetmiştir. Anılan iki karar dairece oybirliği ile değil, oy çokluğu ile alınmış, üyelerden ikisi karara muhalif kalmıştır. Yargıtay’ın teminat senedine yönelik içtihadının daha oluşumu aşamasında böyle bir içtihadın ne denli hatalı olduğunu isabetli gerekçelerle ortaya koyan iki üye tarafından kaleme alınmış karşı oy gerekçeleri şöyledir (aşağıda yer verilen karşı oy yazısı ilk karara ilişkin olmakla birlikte ikinci kararda da incelenen somut olaya özgü farklılıklar dışında, aynı gerekçeler dile getirilmiştir): “Takip TTK’nın 608. maddesinde gösterilen koşulları içeren bonoya dayanmaktadır. Borçlu (ekte sunduğum sözleşme ile alınacak olan malların bozuk olması sebebiyle alınmadığından bu talep yersiz ve mesnetsizdir) demek suretiyle itiraz etmiştir. Tetkik mercii (sözleşmede taraflara yüklenen taahhüt ve vecibelerin yerine getirilip getirilmediği ve senedin tahsili lâzım gelip gelmeyeceği yargılamayı gerektirir) görüşüyle itirazın kabulüne karar vermiştir. Şu duruma göre anlaşmazlık teminat için düzenlenen bonoya dayanılarak takip yapılıp yapılamayacağına ilişkindir. Bono, bir para borcu kabulü senedidir. Bir başka deyimle, bonoda meblâğ (borç kabulü) niteliğindedir ve bu meblâğ bağımsız ve koşulsuzdur. Gerek uygulamada ve gerekse öğretide teminat için bono düzenlenebileceği hususunda görüş birliği vardır ve bu yola (borçluyu ortaklık sözleşmesine uymaya zorlamak için) başvurulmaktadır. 7 Yargıtay 12. HD’nin 11.02.1981 tarih ve 1980-9745/1261 sayılı kararı (Karar metni için bkz. Yasa Hukuk Dergisi, Nisan 1982, s. 587-588).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1