20 Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı Bağlamında “FETÖ/PDY Davaları” leri” ifade eden B4 koduyla kodlandığı açıklanmıştır. FETÖ/PDY’nin neredeyse ülkedeki tüm kamu kurumlarında örgütlendiği ancak Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet birimleri, yargı organları ve istihbarat birimlerinde örgütlenmeye özel bir önem verdiği ve bu yerlerin mahrem alanlar olarak ifade edildiği bilinmektedir. Yine FETÖ /PDY’nin bu alanlarda görev yapan mensuplarının örgüt içindeki yapılanmada sivil imamlara bağlı olarak faaliyette bulundukları birçok soruşturma ve kovuşturma belgesinde ifade edilmiştir. Bu kapsamda emniyet müdürü olarak görev yapmakta olan başvurucu hakkındaki Veri İnceleme Raporuna esas dijital verinin (Micro SD kartın) FETÖ/PDY’nin emniyet teşkilatından sorumlu sivil imamları tarafından ülke çapında emniyet personeli hakkında düzenlenmiş olan birtakım kayıt ve kodları içerdiğinin ve bir gizli tanık tarafından soruşturma mercilerine verildiğinin belirtilmesi karşısında bu dijital veri içinde yer alan başvurucuyla ilgili bilgi ve olguların somut olayın koşullarında FETÖ/ PDY ile başvurucu arasında örgütsel bir ilişki bulunduğuna -dolayısıyla başvurucunun suç işlediğine- dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî olduğunun kabulü mümkün değildir.”88 Nesnel olarak güçlü olmasa da bağlama göre tanık delilini güçlendiren deliller de olabilir. Buna örnek de Eren Erdem kararı olacaktır. Bu kararda, gazeteci ve sonradan milletvekili olan başvurucunun yaptığı kimi haberler bağlamsal olarak dikkate alınmıştır. AYM bu olayda söz konusu haberlerin, FETÖ/PDY mensubu olduğu ifade edilen ve haklarında bu örgütle bağlantılı suçlardan soruşturma, dava ve mahkûmiyet kararları bulunan bazı polis görevlilerince temin edilen bilgi ve belgelere dayandığını, keza kimi verilerin FETÖ/PDY ile bağlantılı bir kuruluşta çalışan biri tarafından gizlilik içinde sunulduğuna dair tanık anlatımları olduğunu kaydetmiş ve şöyle bir çıkarım yapmıştır: “Bu itibarla Karşı gazetesinde yayımlanan haberlerin konusu, içeriği ve bağlamı ile bu haberlere konu olaylara ilişkin olarak soruşturma mercilerinin ve yargı organlarının tespit ve değerlendirmelerinin yanı sıra haberlere ilişkin bilgi ve belgelerin başvurucuya ulaştırılma şekline ve bunların haberleştirilmesi sürecine ilişkin tanık ve şüpheli anlatımları birlikte göz önüne alındığında bütün bu olguların başvurucu yönünden suç işlediğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî bir yaklaşım olarak kabulü mümkün değildir.”89 88 Oktay Yıl, B. No: 2016/76785, 13/2/2020, § 47-48. Benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ulvi Kün, B. No: 2016/72052, 10/12/2019, § 40 89 Eren Erdem, B. No: 2019/9120, 9/6/2020, § 153.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1