Türkiye Barolar Birliği Dergisi 173.Sayı

328 Anonim Şirketlerde Oy Hakkı Sınırlamalarının (Azami Oy Şartı) Esas Sözleşme Değişikliği ile Kuruluş Sonrası Düzenlenmesi sahiplerinin hukuki durumuna ciddi bir müdahale söz konusu olacaktır. Zira azami oy sınırı, pay sahiplerinin artık oyların tamamını değil, sadece bir kısmını kullanmalarına izin verecek şekilde belirlenirse, azami oy şartı pay sahiplerinin oy haklarını kısıtlamış olur.107 Burada iki farklı durumdan bahsedilebilir. İlk olarak anonim şirkette her pay sahibinin farklı sayıda oya sahip olması halinde azami oy limitinin sonradan belirlenmesi düşünülebilir. Bu durumda her pay sahibi aynı sayıda oya sahip değilse ve bir veya daha fazla pay sahibi, daha sonra bir azami oy şartı getirildiğinde öngörülen limiti aşan bir oy sayısına sahipse, TTK m. 357 (İsvBK 706/2 bent 3haksız farklı muamele (ungerechtfertigte Ungleichbehandlung)) çerçevesinde bu kararın eşit işlem ilkesine aykırılık taşıyıp taşımadığı sorusu ortaya çıkar.108 Böyle bir sınırlandırma halinde her pay sahibinin oy hakkı, katılım oranına bağlı olarak kısıtlanmamış olur; hatta aksine, bir kısım pay sahiplerinin getirilen düzenlemeden etkilenmeleri söz konusu olur. Oy hakkında kısıtlama getirildiğinde, büyük pay sahiplerinden küçük pay sahiplerine doğru ağırlığın kaymasıyla pay sahipleri bundan farklı şekilde etkilenecektir.109 Azami oy şartının sonradan getirilmesi sırasında, azami oy sınırını aşan oy sayısı olan pay sahipleri, sınırın altında oy sayısı olan pay sahiplerinden farklı muamele görür.110 TTK m. 357 gereği pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulur. Azami oy şartının sonradan düzenlenmesinde eşitlik ilkesine uygunluk özellikle zordur. İsvBK 706/2 b. 3’te şirket amacının haklı göstermediği eşit olmayan uygulamaların iptali kabil olduğu belirtilerek şirket amacının gerektirdiği hallerde farklı işlemin mümkün olduğuna işaret edilmiştir. Maddede geçen “şirket amacı” kavramı şirket menfaati olarak anlaşılmaktadır. Bu konuda açık düzenleme bulunmayan Alman hukukunda da pay sahipleri arasında farklılık yaratan uygulamanın şirket menfaatinin gerektirdiği hallerde eşit işlem ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği kabul edilmektedir.111 Doktrinde benzer yorumun Türk hukukunda da 107 BGHZ 70 (1978) s.121; Kalss, s. 79; Zöllner, Schranken, s. 123. 108 Von Salis, Stimm-und des Vertretungsrechts, s. 99. 109 Schluep, 142; Von Salis, Stimm-und des Vertretungsrechts, s. 100. 110 Zöllner, Schranken, 123; Zöllner, Kölner Kommentar §134, N. 48; Huguenin Jacobs,s. 157. 111 Hüffer/Koch, 53a, Rn. 10; Andreas Cahn/Michael Alexander Von Spannenberg, Aktiengesetz, Band 1 §§ 1-149, (Hrsg.: Spindler, Gerald/Stilz, Eberhard), C.H.Beck, München, 2019, §53a, Rn. 19.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1