410 Organik Bağ İçerisindeki İşverenlerin İşyerlerinde ya da İşletmelerinde Toplu İş Sözleşmesi Yetkisinin Alınması tada, hukukumuzda yer alan en önemli ilkelerden biri olan “Hakkın kötüye kullanım yasağı” ilkesine değinmek gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Dürüst Davranma” alt başlıklı 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” ilkesine yer verilmiş, devamında da “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” kuralı getirilmiştir. Bir hakkın dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılması suretiyle başkasına bir zarar verilmesi hakkın kötüye kullanımını oluşturur. TMK’nın 2/1 hükmü herkesin haklarını, toplumda geçerli doğruluk dürüstlük ve iş ilişkilerinin gerektirdiği karşılıklı güven anlayışına uygun olarak kullanmasını emreder. Hakkın kullanımı ölçütünü TMK’ya göre dürüstlük kuralları verir… Bir hakkın kullanılmasının açıkça adaletsizlik oluşturduğu, gerçek hakkın tanınması ve bireyin korunması için tüm hukuki yolların kapalı bulunduğu zorunluluk hallerinde, TMK’nın 2. maddesi uygulama alanı bulur ve olağanüstü bir imkan sağlar; haksızlığı düzeltici, kanundaki kuralları tamamlayıcı fonksiyonunu yerine getirir (25.1.1984 gün ve 1983/3 E., 1984/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)… Dolayısıyla her somut olayda, iyiniyet kurallarına aykırılığın olup olmadığının kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Kuşkusuz hakkın kötüye kullanımının söz konusu olması durumunda, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğundan, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı ve evrensel hukuk ilkeleri arasında yer alan “hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” ilkesi iş hukuku alanında da göz önünde bulundurularak varılacak sonuca göre karar verilmelidir” açıklamalarına yer vermiş ve bu doğrultuda üç farklı tüzel kişiliği haiz ticaret şirketi işverene ait gözüken farklı işyerlerinin, tek bir işyeri niteliğinde kabul edilmesi gerektiğine yönelik işveren tarafından ileri sürülen itirazın hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu sonucuna varmıştır. Yargıtay bu doğrultuda, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gözetilerek, işverenin bu iddiasına itibar edilmemesi gerektiğine ve farklı tüzel kişi işverenlerin işyerlerinin, ayrı olarak yetki tespitine konu olması gerektiğine hükmetmiştir. Öte yandan Yüksek Mahkeme kararında, olumlu yetki tespitine konu iki ayrı sicil numaralı işyerinin işletme yahut tek bir işyeri niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gereğine de işaret etmiştir.65 65 İlk derece mahkemesi tarafından bozmaya uyularak verilen kararda iki ayrı sicil numaralı işyerinin işletme değil tek bir işyeri olduğu sonucuna varılmış ve yetki
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1