Türkiye Barolar Birliği Dergisi 173.Sayı

411 TBB Dergisi 2024 (173) Yasemin TAŞDEMİR 22. Hukuk Dairesi’nin çalışma konumuz açısından oldukça önemli olan bu kararında, Mahkeme ayrı tüzel kişiliklere sahip işverenler arasındaki organik bağ ilişkisine dair doğrudan değerlendirme yapmamış olsa da karardan, şirketlerin organik bağ içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Farklı işverenler arasında organik bağ ilişkisinin mevcudiyetinin hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiği hallerde tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yoluna başvuruluyor olsa da somut olay özelinde işveren tarafının, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının sonucu olan tek tüzel kişilik çatısı altında bir işyerine göre yetki tespiti yapılmasına yönelik itirazı, Yargıtay tarafından isabetle vurgulandığı üzere hakkın kötüye kullanımı niteliğindedir ve söz konusu talep yine Mahkeme tarafından da tespit edildiği üzere hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi doğrultusunda dikkate alınmamalıdır66. Ayrıca bu yönde bir değerlendirme yapılması, yukarıda yer verilen ihtimallerden yetki belgesinin kesinleşmesi ve toplu iş sözleşmesinin imzalanması varsayımına götürmektedir. Bu varsayımda organik bağ içerisindeki diğer işverenlerin işçilerinin, aynı işte ve aynı işyerinde çalışıyor olmalarına rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacak olmaları ilk bakışta, hakkaniyete aykırı bir sonuca ulaşıldığı düşüncesini akla getirmektedir. Ancak kanaatimizce bir işyerinde toplu iş sözleşmesinin olması, organik bağ ilişkisinin bulunduğu işyerindeki işçilerin tamamı yararlanamasa dahi her halükârda toplu iş sözleşmesinin olmamasından daha lehedir. Bununla birlikte aynı işte ve aynı işyerinde çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesinden yaiçin aranan yarıdan fazla çoğunluk sağlanamadığı için yetki belgesinin iptaline karar verilmiş ve bu karar, 9. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır, Yargıtay 9. HD T. 12.05.2022, E. 2022/4665, K. 2022/6012, Kazancı İçtihat Bankası. 66 Aynı Yargıtay kararına yer veren Ekmekçi ve Yiğit de yetki davalarında ileri sürülen aynı çatı altında faaliyet gösteren ve aynı işçilerin çalıştığı ayrı tüzel kişiliklerin tek işveren olduğu iddiası ile ilgili, herkesin koşullarını gerçekleştirerek dilediği kadar tüzel kişilik oluşturma hakkına sahip olduğunu; ancak kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı ilkesi doğrultusunda, bunun karşı tarafın hakkını dolanmak amacıyla kullanılmasının mümkün olmadığını ifade etmektedir. Ekmekçi ve Yiğit’e göre tüzel kişilik perdesinin kaldırılması çerçevesinde farklı tüzel kişiliklerin gerçekte tek işveren olarak faaliyette bulunduğu iddiasını, işçi sendikası ileri sürülebilirse de işveren, kendi oluşturduğu farklı tüzel kişiliklerin aslında tek bir işverene ait olduğunu ve yetki tespitinin buna göre yapılması gerektiğini iddia edemez, Ekmekçi ve Yiğit, s. 392-394.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1