Türkiye Barolar Birliği Dergisi 173.Sayı

33 TBB Dergisi 2024 (173) Tolga ŞİRİN Bunlardan başka; Anayasa Mahkemesi, “tutukluluğa itirazın bağımsız ve tarafsız olmayan mahkemece incelenmesi”,145 “tutukluluğa itiraz sırasında soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması”,146 “tutukluluğa itirazı kısa sürede karara bağlamama”,147 “bir mahkumiyete bağlı olarak tutukluluk kararı”148 gibi Anayasa m. 19/8’e özgü yakınmalarda olağan dönem içtihadından sapmamaktadır.149 Tarafsızlık ve bağımsızlık sorunu bağlamındaki standart içtihat şöyledir: “Sulh ceza hâkimliklerinin kanuni hâkim güvencesini sağlamadığı, tarafsız ve bağımsız mahkeme olmadığı ve tutukluluğa itirazın bu yargı mercilerince karara bağlanmasının hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı etkili bir itirazda bulunmayı imkânsız hâle getirdiğine ilişkin iddialar Anayasa Mahkemesince birçok kararda incelenmiş; bu kararlarda sulh ceza hâkimliklerinin yapısal özellikleri dikkate alınarak söz konusu iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır (Hikmet Kopar ve diğerleri, §§ 101115; Mehmet Baransu (2), B. No: 2015/7231, 17/5/2016, §§ 64-78, 94-97). Somut başvuruda, aynı mahiyetteki iddialara ilişkin olarak anılan kararlarda varılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.”150 Bu içtihat, başvurucular soyut olarak sulh ceza hâkimliklerinden yakınıyorsa bir anlamda tutarlıdır. Fakat Venedik Komisyonunun bu 145 Örneğin bkz. Hamza Kaba, B. No: 2020/35692, 24/5/2023, § 23. 146 Mustafa Başer ve Metin Özçelik, B. No: 2015/7908, 20/1/2016, § 174. 147 Örneğin bkz. R.Ü., § 91. 148 Örn. bkz. Ali Davdav, B. No: 2020/29326, 27/7/2022, § 16. AYM, Ç.Ö. kararında; mahkumiyete bağlı tutmanın hukuka aykırı olduğu, kanun yolu aşamasında tahliye taleplerinin veya re’sen tutukluluk incelemelerinin yapılmaması gibi “bir mahkumiyete bağlı olarak” tutuklulukla ilgili şikayetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna varmıştır Bkz. Ç.Ö. [GK], B. No: 2014/5927, 19/7/2018, § 27-53. 149 Anayasal ve kişisel önem konusunda da durum benzerdir. AYM, olağan zamanlarda, tutukluluk incelemeleri sırasında alınan Savcılık görüşünün şüpheli veya sanıklara bildirilmemesinin anayasal önem taşımadığını, içeriğinde başvurucunun cevap vermesini gerektirmeyen ve daha önce ileri sürülmemiş yeni bir olgudan bahsedilmeyen durumlarda Savcılık görüşünün başvurucuya bildirilmemesinin önemli bir zarara da neden olmadığını ifade etmektedir. Bkz. Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 106-112. 97. Bu içtihat FETÖ/PDY davalarında da karşılık bulmuştur. Örneğin bkz. R.Ü., § 96-97. Keza bkz. Serkan Durmuşoğlu, B. No: 2018/25852, 13/4/2021, § 79-80. 150 R.Ü., §82.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1