Türkiye Barolar Birliği Dergisi 173.Sayı

48 Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı Bağlamında “FETÖ/PDY Davaları” ni” takma adını kullanan kişiyle bağlantısı olduğu iddiasıdır. AYM çoğunluğuna göre: “Kamu makamlarının FETÖ/PDY’ye yönelik olarak bu yapılanmanın hem kamudaki hem de sivil alandaki etkinliğini önlemeye yönelik tedbirler aldıkları dönemde başvurucunun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımların ve daha sonra FETÖ/PDY ile bağlantılı olması dolayısıyla kapatılan Meydan gazetesindeki yazılarının bir kısmının bu yapılanmayı övücü, bu yapılanmanın faaliyetlerini meşru göstermeyi ve yapılanmaya yönelik yürütülen soruşturmaları sonuçsuz bırakmayı hedefleyici nitelikte görülmesinin ve bu hususların başvurucu ile FETÖ/PDY arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir olgu olarak değerlendirilmesinin keyfî olduğu söylenemeyecektir.”203 İHAM açısından ise durum önceki kararlardan farklı değildir. İHAM, (i) olayların meydana geldiği dönemde, Bugün gazetesinin terör örgütü tarafından kontrol edildiği sonucuna varan herhangi bir mahkeme kararının bulunmadığı, (ii) başvurucu ile “Fuatavni” arasındaki somut bağlantıların neler olabileceğinin somutlanmamış olması ve (iii) tivit ve yazıların içeriğinin şiddet yöntemlerinin kullanımına çağrı olarak yorumlanamaması ve ilgilinin sözlerinin şüphesiz terör endoktrinasyonu, bir saldırının failini övme, bir saldırının mağdurlarını aşağılama, terör örgütlerini finanse etme çağrısı veya diğer benzer davranışların kapsamına girmemesi nedenleriyle AYM’nin çıkarımına katılmamıştır.204 Görünen o ki AYM açısından gerilimli konulardan biri, “FETÖ/ PDY davaları”yla bağlantılı basın özgürlüğü vakaları. Gerilim, vakavam ediyor, çok ciddi kararlar alıyor, atamalar yapıyor, ihale dağıtıyor, savaşa hükmediyor ve kafalarına göre takılıyorlar”; “İstiyor ki herkes sussun! İstiyor ki muhalifler olmasın! İstiyor ki babasının çiftliği gibi yönetsin ülkeyi! Ama bak ne diyeceğim, o işler öyle olmuyor işte! Sen bastırdıkça bağırası geliyor insanların! Sen vurdukça sesleri daha gür çıkıyor! Ve ne olursa olsun, canımıza da kastedilse susmayacağız!” ; “(...) insanların malını canını korumakla yükümlü hükümetimiz, istediği yere istediği gibi hukuksuzca çökebilen bir umacıya dönüştü”; “Samimi söylüyorum diktatörlükleri ya da faşist yönetimleri de geçtik”; “Adalet yeniden dönüp de hesap verme günü gelip çattığındaysa çil yavrusu gibi dağılacak ve inkâr edecekler yaptıklarını, tıpkı Nazi’ler gibi “hiçbir şeyden haberimiz yoktu!” diyecekler ama biliyoruz kimin ne yaptığını ve günü geldiğinde haykıracağız tüm gücümüzle “ulan hepiniz ordaydınız be!” diyerek hem de.” Atilla Taş, § 18. 203 Atilla Taş, § 88. 204 Atilla Taş/Türkiye, § 133-136.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1