Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

118 Elektronik İmza Kanunu’nda Düzenlenen Suçlar lık suçuna ilişkin tipik hareket de gerçekleşebilmektedir. Fakat burada hırsızlık suçunun yarar sağlama maksadının somut olayda olup olmadığına dikkat edilmesi gerekir. Aynı şekilde 5070 sayılı Kanun m. 17 hükmünde yer alan fiiller ile 5237 sayılı Kanun kapsamında yer alan belgede sahtecilik suçlarının oluştuğundan da bahsedilebilmektedir. Dolayısıyla tek fiil ile birden fazla farklı suç oluşmaktadır. Ancak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre özel kanun olarak düzenlendiğinden özel kanun-genel kanun değerlendirmesi yapılması ve özel kanun olan 5070 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.118 G. Suçlarda Soruşturma ve Kovuşturma ile Yaptırım 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda düzenlenen suçların takibi şikâyete bağlı değildir. Bu suçlar resen soruşturulur ve kovuşturulurlar. Bu nedenle söz konusu suçların işlendiğine yönelik basit şüphenin varlığı halinde, herhangi bir muhakeme koşulu olmaksızın Cumhuriyet savcısı derhal soruşturma başlatmak durumundadır. İlgili suçların ceza miktarları dikkate alındığında ilgili suçlarda davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. İmza oluşturma verilerinin izinsiz kullanılması ve elektronik sertifikalarda sahtekarlık suçlarının yaptırımı 5070 sayılı Kanun’da hapis ve adli para cezası olarak öngörülmüştür. 5070 sayılı Kanun m. 16’da yer alan imza ve Ek Madde 1/5’te yer alan mühür oluşturma verilerinin izinsiz kullanılması durumunda fail, “bir yıldan üç yıla kadar hapis ve elli günden az olmamak üzere adlî para cezasıyla cezalandırılır.” Elektronik sertifikalarda sahtekarlık suçunun işlenmesi halinde ise fail, “iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adlî para cezasıyla cezalandırılır.” Üç suç tipi açısından da failin elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı çalışanı olması halinde verilecek ceza yarısına kadar artırılır. İmza veya mühür oluşturma verilerinin izinsiz kullanılması suçunun yaptırımı dikkate alındığında, 5271 sayılı Kanun m. 253/1-c hükmünde yer aldığı üzere suça sürüklenen çocuk bakımından uzlaştırmanın uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekmektedir. 118 Başlar, s. 61; Dülger, s. 574.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1