128 İdarenin Sorumluluğunda Yansıma Zarar damage by reflection is only possible in the presence of certain conditions. The most important of these conditions is the existence of a legal regulation, and the compensation of damages by reflection is possible in case of both pecuniary and non-pecuniary damages within the framework of the Turkish Code of Obligations No. 6098. Pecuniary damage is compensated within the scope of compensation for loss of support, while non-pecuniary damage is compensated within the scope of non-pecuniary compensation for the relatives of the deceased or the person who has suffered serious bodily harm. In this study, the concept of damages by reflection in Turkish administrative law is examined in the scope of judicial decisions. Keywords: Liability of Administration, Damage, Compensation, Damage by Reflection GIRIŞ 1982 Anayasası’nın 2. maddesindeki Cumhuriyetin niteliklerinden bir tanesi olan hukuk devleti ilkesinin unsurları arasında idarenin sorumluluğu ilkesi yer almaktadır. Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasındaki “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmü ile idarenin sorumluluğu açıkça pozitif bir anayasal dayanağa kavuşmuştur. İdarenin sorumluluğu kavramı, idarenin sebep olduğu zararları tazmin etmesini ifade eder. Bilindiği üzere idarenin sorumluluğu için bir zararın ortaya çıkması ve bu zarara idarenin bir davranışının sebep olması gerekir. Dolayısıyla idarenin sorumluluğunun, idareye ait bir fiil, zarar ve illiyet bağı olmak üzere üç şartı bulunmaktadır.1 İdarenin sorumluluğunun şartlarından bir tanesi olan zarar, bir hukuk süjesinin maddi veya manevi varlığında kişinin istemi dışında gerçekleşen eksilmeler olarak tanımlanabilir.2 Dolayısıyla idarenin kusurlu bir fiilinin dahi bulunması idarenin sorumluluğu için yeterli değildir. İdarenin davranışı neticesinde bir zararın meydana gelmesi gerekmektedir. İdari dava türlerinin düzenlendiği 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)’un 2. maddesinde de tam yargı davası açabilecek olanlar, “kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” olarak ifade edilmiştir. Bu maddede ifade edilen hak ihlali de maddi ve manevi zarar olarak karşımıza çıkmaktadır. 1 İdarenin kusurlu sorumluluğu için ayrıca kusur şartı da aranmaktadır. 2 Yüksel Esin, Danıştay’da Açılacak Tazminat Davaları, İkinci Kitap: Esas, Ankara 1976, s. 441.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1