129 TBB Dergisi 2024 (174) Fatma Ebru GÜNDÜZ - Melike Özge ÇEBİ BUĞDAYCI Zarar kavramının pek çok açıdan sınıflandırmaya tabi tutulduğunu görmekteyiz. Malvarlığı- şahıs varlığı zararları, maddi zarar- manevi zarar, doğrudan zarar-dolaylı zarar gibi. Biz de çalışmamızda idare hukukunda idarenin sorumluluğunun kabul edilebilmesi için varlığı gereken zararın hangi özelliklere sahip olması gerektiğini, özellikle yansıma zararın ne olduğunu ve yansıma zararın idarenin sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini incelemeye çalışacağız. I. İDARENIN SORUMLULUĞUNUN BIR ŞARTI OLARAK ZARAR Yargı merci tarafından idarenin sorumluluğunun mevcut olduğunun kabul edilebilmesi için idarenin eylem veya işlemi neticesinde meydana gelmiş bir zararın bulunması gerekir. Dolayısıyla zarar olmadığı sürece idarenin kusurlu da olsa bir eylem veya işleminin var olması idarenin sorumluluğunu gündeme getirmeyecektir. İdarenin bir fiili neticesinde gerçekleşen zarar sebebiyle sorumluluğunun kabul edilebilmesi için zararın bazı özelliklere sahip olması gerekir. Öncelikle zararın, gerçek; bir diğer ifade ile kesin3 bir zarar olması gerekir.4 Zararın gerçek veya kesin olması, muhtemel zararların idarenin sorumluluğu için yeterli kabul edilemeyeceği an3 Ender Ethem Atay/Hasan Odabaşı, Teori ve Yargı Kararları Işığında İdarenin Sorumluluğu ve Tazminat Davaları, Seçkin, Ankara 2010, s. 183. “İdarenin tazminle yükümlü tutulması, ancak bir maddi zararın kesin olarak ortaya çıkmış, belirgin hale gelmiş olması halinde mümkündür. Kişinin isteği dışında maddi varlığında meydana gelen kayıp ve eksiklikler ile çoğalma olanağından yoksunluk olarak tanımlanan maddi zarar, henüz kesin olarak ortaya çıkmamış, belirgin hale gelmemiş ise, bu aşamada idarenin tazmin yükümlülüğüne gidilmesine olanak bulunmamaktadır.” Danıştay 15. D, E. 2017/3132, K. 2018/2171, T. 01.03.2018 (Lexpera); Danıştay 10. D, E. 2003/765, K. 2006/66, T. 25.01.2006 (Lexpera). 4 “(İ)dare hukukunun yerleşmiş içtihatlarına göre, tazmini gereken maddi zarar gerçek zarar olup, ilgilinin haksız zenginleşmesine yol açacak nitelikte bir tazminata hükmedilemez. Başka bir anlatımla, hükmedilecek tazminat miktarı, iptal edilen işlem nedeniyle davacının mamelekinde meydana gelen maddi azalma tutarından fazla olamaz.” Danıştay 5. D, E.1986/744, K. 1988/461, T. 11.02.1988 (Kazancı). “(İ)darenin hukuka aykırı işlemi ile nedensellik bağı kurulabilen gerçek maddi zararın tazmini gerekmektedir.” Danıştay 6. D, E. 2019/11073, K. 2020/9846, T. 21.10.2020 (Yayınlanmamıştır).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1