Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

148 İdarenin Sorumluluğunda Yansıma Zarar 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesine karşılık gelen 47. maddesinde ise, sadece bedensel zarara maruz kalan kişi lehine ve ancak ölüm halinde ölenin yakınları lehine manevi tazminata hükmedilebileceği düzenlenmiş idi. Bu sebeple daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bedensel zarar halinde zarar görenin yakınlarının uğramış oldukları manevi acı, yansıma yoluyla zarar olduğu için ve yansıma zararlar da ancak yasal bir hükmün varlığı halinde tazminat sorumluluğunun konusu olabileceğinden, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu süre zarfında bedensel zarar görenin yakınlarının manevi zararı tazminat sorumluluğunu gerektirmeyebilirdi.74 Ancak 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu bu dönemde dahi, yargı mercileri tarafından bu yansıma zararların tazmini gerektiği yönünde kararlar verildiğini de görmekteyiz. Örneğin bir Yargıtay kararında; “818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir”75 diyerek, bir kişinin cismani zarara uğraması halinde, bu kişinin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde idari yargı mercilerinde de bedensel bir zarara uğrayan kişinin yakınlarının 74 Nitekim bu dönemde genel kabul edilen görüş, yansıma yoluyla zarara uğrayan kişilerin manevi tazminat isteyemeyeceği yönündeydi. Bkz. Ayan, s. 376. 75 Yargıtay 21. HD, E. 2013/2058, K.2013/5677, T. 26.03.2013 (Kazancı); aynı yönde bir diğer karar için bkz; Yargıtay 21. HD, E. 2013/22505, K. 2014/2912, T. 24.02.2014 (Kazancı).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1