Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

150 İdarenin Sorumluluğunda Yansıma Zarar rınca tazminat talebinde bulunabileceklerinin kabulünde, hukuki zorunluluk vardır.” denilerek, ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu da cismani zarar olarak değerlendirilmiş ve anne baba yansıma yoluyla değil, doğrudan zarar gören olarak kabul edilmiştir.77 AYİM’in bu kararlarında yakınların uğradıkları zararların yansıma zarar değil, doğrudan zarar olduğu değerlendirmesi yerinde görülmeyebilir. Bununla birlikte AYİM’in söz konusu zararları yansıma zarar olarak kabul etmemesinin nedeni, o dönemdeki mevcut hukuki düzenlemeler kapsamında yansıma zararların tazmininin mümkün olmamasıdır. Yakınların yansıma yoluyla uğradıkları zararların tazmin edilememesinin hakkaniyete aykırılık oluşturabileceği düşüncesinden hareketle, bu neviden zararlar doğrudan zarar olarak değerlendirilmiş ve zararların tazmini yoluna gidilmiştir. AYİM bir diğer kararında ise tam aksine, eğitim sırasında yaralanarak genel beden gücünü %14 oranında kaybeden erin anne babası tarafından manevi tazminat talebi ile açılan davada, “(V)ücut bütünlüğünde meydana gelen zararın yakınlarının ruhsal ve sinirsel bütünlüğünü ihlal edecek yoğunlukta olmaması nedeniyle davacı anne ve babanın uğradığı zarar yansıma yoluyla uğranılan zarardır. Dolayısıyla iş bu davada davacı anne ve baba bakımından kişisel bir menfaatin ihlalinin söz konusu olmadığı, dolayısıyla davacıların subjektif ehliyetinin bulunmaması” sebebiyle, davanın ehliyet yokluğundan reddine karar vermiştir.78 Yine bir diğer kararında da askerdeki eğitim sırasında rahatsızlanan; ancak geç müdahele edilmesinden dolayı %35 fonksiyon kaybına uğrayan kişinin eşinin 77 AYİM 2. D, E. 2005/730, K. 2005/712, T. 28.09.2005 (Yayınlanmamıştır). 78 AYİM 2. D, E. 2010/827, K. 2010/835, T. 30.06.2010 (Yayınlanmamıştır). AYİM 2. D, E. 2011/908, K. 2011/115, T. 01.02.2012 (Yayınlanmamıştır). Benzer bir diğer karara konu olayda da askerlik hizmeti sırasında verilen boya, badana işi yapılırken gerekli tedbirlerin alınmaması neticesinde düşen ve vücut fonksiyonları %90 oranında kayba uğrayarak yatalak hale gelen kişinin anne babası tarafından yapılan manevi tazminat talebi üzerine AYİM, “Öğreti ve yargı kararlarında da cismani zarar halinde manevi tazminat isteme hakkı, doğrudan doğruya beden tamlığı ihlal edilen kişiye tanınmaktadır. Yansıma yoluyla acı duyan kişiler manevi tazminat isteyemezler. /Dava konusu olayda cismani zarar ve işgücü kaybına uğrayan Davacı…’dır. Diğer davacıların cismani bir zararları olmadığı gibi üzüntüleri …’ın cismani zararının kendileri yapmasının bu bir tezahürüdür” diyerek, cismani zarar görenin yakınlarının manevi tazminat talep edemeyeceklerine karar vermiştir. AYİM 2. D, E. 2000/642, K. 2001/900, T. 03.12.2001, AYİMD, S. 17, Kitap 2, s. 1095-1099.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1