151 TBB Dergisi 2024 (174) Fatma Ebru GÜNDÜZ - Melike Özge ÇEBİ BUĞDAYCI manevi tazminat talebi, zarar görenin vücut bütünlüğünde meydana gelen zararın yakınlarının ruhsal ve zihinsel bütünlüğünü ihlal edecek yoğunlukta olmaması nedeniyle, zararın doğrudan doğruya uğranılan bir zarar olmayıp, yansıma yoluyla uğranılan bir zarar olması sebebiyle tazminat ödenmesinin mümkün olmadığına karar vermiştir.79 Yer vermiş olduğumuz AYİM kararlarından da anlaşılacağı üzere, mülga 818 sayılı Kanun döneminde açık bir yasal düzenleme olmamasından kaynaklı olarak yargı kararları arasında farklı yaklaşımların olduğu, bedensel zarara uğrayanların yakınlarının görmüş olduğu manevi zararların tazmini konusunda her somut olay nezdinde farklı değerlendirmeler yapılabildiği görülmektedir. 2011 yılında 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğü girmesi ile beraber ağır bedensel zarara uğrayanların yakınlarının görmüş olduğu manevi zararlar da tazmini gerekli yansıma zararlar arasında yerini almıştır. 2017 yılında Danıştay, nöbet sırasında gerçekleşen bir kaza neticesinde yaralanan erin anne babasının manevi tazminat talebi ile açmış olduğu davayı inceleyen AYİM’in, söz konusu olayda babanın doğrudan bir zarara uğramadığı, yansıma yoluyla zarara uğradığı ve yansıma zararların tazminine olanak bulunmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddine ilişkin kararının temyiz incelemesi üzerine, davacının oğlunun askerlik görevini yerine getirirken meslekte kazanma gücünü kaybedecek şekilde yaralanması nedeniyle manevi zarara uğradığının kabulü gerektiğinden bozma kararı vermiştir.80 6098 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra verilen AYİM kararlarında ise genel olarak Kanun’un 56. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme ile uyumlu bir değerlendirme yapılarak karar verildiği görülmektedir. Örneğin bir kararında; “Türk Borçlar Kanunu’nun 53-56 79 AYİM 2. D, E. 2009/931, K. 2011/523, T. 13.04.2001 (Yayınlanmamıştır). 80 Danıştay 10. D, E. 2017/2960, K. 2022/4835, T. 31.10.2022 (Lexpera). Benzer şekilde AYİM, uzman erbaş olarak görev yapan davacının paraşüt atlayışı sırasında paraşütünün açılmaması nedeniyle yaralanarak, “TSK’da görev yapamaz.” raporu alması üzerine açmış olduğu davada, davacının eşinin, söz konusu olay nedeniyle doğrudan zarara uğramadığı, ancak davacının %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu anlaşıldığından Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca manevi tazminat şartları oluştuğundan bahisle eşe yönelik manevi tazminata hükmetmiştir. AYİM 2. D, E. 2015/346, K. 2016/924, T. 11.05.2016 (Yayınlanmamıştır).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1