Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

162 Emlak Vergisi Uygulamasından Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Yargısal Çözümünde Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri is the main indicator of the second situation. With the annulment, by the Constitutional Court in 2012, of the restriction on those who can file a lawsuit against the decisions of the valuation commission under the content of repetitive Article 149, which aims to conclude the proceedings as soon as possible and for this purpose, differs from the general procedure in administrative procedure in certain aspects, many new problems have started to arise. The first part of study focuses on these problems, particularly the time limit for filing a lawsuit. Subsequently, the recent decision of the Council of State in order to eliminate the inconsistency between the decisions of the Regional Administrative Courts and the question of whether the tax courts can partially annul and partially reject the decisions of the valuation commissions is examined. Keywords: Property Tax, Tax Value, Valuation Commission, Time Period For Filing a Lawsuit, Partial Annulment GİRİŞ Tarihin en eski vergilerinden olan1 ve servet olarak bina, arazi ve arsaların vergilendirilmesini konu edinen emlak vergisi, Osmanlı Devleti zamanındaki uygulamasından günümüze değin, vergi matrahının ne olacağı ve nasıl tespit edileceği hususlarında önemli birtakım değişikliklere tabi tutulmuştur. Bu değişikliklerin özellikle günümüze yakın olanlarının temelinde, verginin mümkün olduğu ölçüde çok ve gerçek tutarı üzerinden tarh ve tahsil edilebilmesi gayesi ön planda olmuştur.2 3 1 Akif Erginay, Kamu Maliyesi, Sevinç Matbaası, Ankara 1972, s. 101; Salih Turhan, Vergi Teorisi ve Politikası, Der Yayınları, İstanbul 1987, s. 205; Dilek Özkök Çubukçu, “Emlak Vergilerinde Matrah Ölçüleri”, MHD, C. 19, S. 227, 2023, s. 2278. 2 Gerçekten de sözü edilen değişikliklerin belki de en önemlilerini bünyesinde barındıran 4751 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde geçen şu ifadelerde mezkûr gayenin izlerini görebilmek mümkündür: “Emlak vergisinde beyan sisteminin uygulandığı 1972 yılından bu yana mükellefler genellikle gayrimenkullerin değerlerini rayicine nazaran düşük gösterme eğilimi içine girmişlerdir. Bu durum, vergi hasılatını azaltmış ve vergide adalet ilkesini zayıflatmıştır. Beyan sisteminde görülen aksaklıklar dikkate alınarak…asgari beyan sistemine geçilmiş…mükelleflerin…beyan edecekleri değerin idarece tespit edilen miktardan az olmaması sağlanmıştır. Ancak, bugüne kadar yapılan uygulama göstermiştir ki…mükelleflerin beyan ettikleri rayiç değerleri…asgari beyan değeri civarında kalmıştır…Emlak vergisi uygulaması sonucunda görülen bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve vergilemede kolaylığın ve basitliğin sağlanması amacıyla…değişiklikler yapılmaktadır.” 3 Tabi mer’i vergi mevzuatı doğrultusunda hesaplanan emlak vergisinin yükümlülerin ödeme güçlerini gerçek manada kavramaktan uzak bir görünüm arz ettiği de öğretide yaygın bir şekilde dile getirilmektedir. Fakat belirtelim ki, çalışma

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1