Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

184 Emlak Vergisi Uygulamasından Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Yargısal Çözümünde Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri güvence altına alma gayesi taşımaktadır.69 Başka bir deyişle, dava açma süresinin başlangıcında sözlü bildirim ya da öğrenme gibi mevcudiyetinin saptanması güç ve keyfiliğe zemin hazırlayabilecek kriterler yerine bireysel idari işlemler için tebliğ ve düzenleyici idari işlemler için ilan kriterleri benimsenerek dava açma hakkının gereği gibi kullanılabilmesi özelinde bireylerin hak ve menfaatleri korunmaktadır.70 Tam da bu noktada belirtmek gerekir ki, takdir komisyonu kararlarının ilgililerine dava açma süresini başlatır mahiyette nasıl duyurulacağına yönelik açık bir kanuni düzenlemenin bulunmaması esas itibariyle mahkemeye erişim hakkı özelinde adil yargılanma hakkını zedeleyebilecek bir durumdur. Bu husus, hele ki Danıştayın emsal içtihadı da dikkate alındığında, bireysel başvuruya konu yapılacak olursa Anayasa Mahkemesi’nce değinilen gerekçe doğrultusunda ihlal kararı verilmesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Fakat belirtmek gerekir ki, değinilen eksiklik norm denetimi kapsamında Anayasa Mahkemesi’nin önüne götürülemeyecektir. Zira ortada Anayasa’ya aykırılık teşkil eden ve iptal edilebilecek kanuni bir düzenleme bulunmamaktadır. Böyle olunca ve idari yargı mercilerinin önlerine gelen uyuşmazlıkları çözüme bağlamalarının Anayasa’nın 36. maddesinin 2. fıkrası uyarınca zorunluluk taşıdığı da dikkate alındığında, mevcut boşluğun yargısal içtihat ile doldurulması kaçınılmaz gözükmektedir. Fakat içtihat öyle inşa edilmelidir ki, kanuni düzenleme eksikliği nedeniyle ortaya çıkabilecek hak ihlali olasılığının önüne mümkün olduğu ölçüde geçilebilsin. Buna karşılık Danıştayın emsalleşen içtihadı, yukarıda sözü edilen saptamalar dolayısıyla, değinilen işlevden uzak görünmektedir. Kanaatimizce bu işlevin sağlanabilmesi bakımından mevzu bahis boşluğun doldurulmasında hareket noktasını, Danıştay içtihadında ortaya konulanın aksine, sadece emlak vergisi mevzuatı oluşturmamalıdır. Zira dava açma süresi kurumuyla ilintili Anayasal hükümler ile 69 Günday, s. 264. 70 Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları C. III, 3. Bası, İsmail Akgün Matbaası, İstanbul 1966, s. 1963; İsmet Giritli/Pertev Bilgen, İdari Kaza (Ders Notları), Filiz Kitabevi, İstanbul 1966, s. 54’ten aktaran Gürsel Kaplan, İdari Yargıda Dava Açma Süreleri, Güncelleştirilmiş 2. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2009, s. 163; Cihan Kanlıgöz, “İdari İşlemlerde Yazılı Bildirim”, AÜHFD, C. 40, S. 1, 1988, s. 173-174; Ayanoğlu, s. 8.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1