189 TBB Dergisi 2024 (174) Abdullah ARIKAN şeklinde yorumlanabilir.86 87 Dolayısıyla ister ara işlem isterse de düzenleyici idari işlem olarak kabul edilsin, takdir komisyonlarının asgari ölçüde birim değeri takdirine yönelik işlemlerinin duyurulmaları ve dava konusu yapılmaları yönlerinden düzenleyici idari işlemlerin hukuki rejimini esas almak gerekir. Böyle olunca da dava açma süresinin tayini noktasında konuya dair genel hüküm mahiyetinde olan İYUK’un 7. maddesinin 4. fıkrasının üzerinde durulması gerekir. İlgili hüküm şöyledir: “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.”88 86 Öğütçü, s. 45; A. Bumin Doğrusöz, “Fahiş Arsa Değerlerine Karşı Dava Hakkı”, Ekonomim, 06.07.2021, https://www.ekonomim.com/, (E. T.: 25.12.2023); Bu saptama çeşitli VDDK kararlarında tetkik hâkiminin düşüncesi kapsamında karar içeriklerinde de yer almaktadır. Örneğin bir VDDK kararında tetkik hâkimi konuyla ilgili şu yönde değerlendirmelerde bulunmuştur: “Bozma kararında ayrıca; davacıya ait taşınmazların bulunduğu cadde ve sokaklar için takdir edilen asgari arsa m² birim değerinin tespitine ilişkin takdir komisyonu kararı, daha önce başkaları tarafından açılan davalar sonucunda iptal veya kısmen iptal edilmiş ise bunun neticelerinden aynı mahalle, cadde, sokak veya bölgede bulunan ve dava açmayan diğer tüm emlak vergisi mükelleflerinin de etkileneceği ifadesine yer verilmiş…bu ifadeyle takdir komisyonu kararlarının düzenleyici işlem niteliğinde olduğu kabul edildiğinden…” Bkz. Danıştay VDDK, T. 14.12.2016, E. 2016/1008, K. 2016/1261, https://lib.kazanci.com.tr/, (E. T.: 10.02.2024); Tetkik hâkiminin benzer yönde değerlendirmelerinin yer aldığı diğer VDDK kararları için bkz. Danıştay VDDK, T. 23.12.2015, E. 2015/897, K. 2015/1002, https://lib.kazanci.com. tr/, (E. T.: 10.02.2024); Danıştay VDDK, T. 10.02.2016, E. 2015/1033, K. 2016/165, https://lib.kazanci.com.tr/, (E. T.: 10.02.2024); Danıştay VDDK, T. 15.02.2023, E. 2022/14, K. 2023/2, 28.04.2023 tarih ve 32174 sayılı Resmî Gazete. 87 Zira bireysel idari işlemlerin iptal edilmesi halinde iptal kararı sadece davanın taraflarını etkilemekte iken, düzenleyici idari işlemler açısından iptal kararının sonuçları o işlemin muhatabı olan herkes için geçerlilik taşımaktadır. Bkz. Lütfi Duran, İdare Hukuku Ders Notları, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1982, s. 390. 88 Bu yönde bir hüküm idari yargılama usulü mevzuatına dahil edilmeden önce Danıştay, düzenleyici idari işlemlere karşı dava açma süresi geçirilmiş olsa bile uygulama işlemine karşı dava açılabilecek süre içerisinde düzenleyici işlemlerin de dava konusu yapılabileceklerini kabul etmekteydi. Bu kabul daha sonraki süreçte kanuni dayanağa kavuşturulmuş bulunmaktadır. Bkz. A. Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı, 32. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2012, (Yargı), s. 411; Böyle bir kabulün haklı ve yerinde sebeplerinin olduğunu belirtmek gerekir. Zira düzenleyici idari işlemler soyut ve genel nitelik taşıdıklarından ilan edilir edilmez somut hukuki durum ve olaylara uygulanmayabilirler. Gerçekten de uygulama işlemi düzenleyici idari işleme karşı dava açma süresinin bitiminden çok sonra da tesis edilmiş olabilir. Bahsi geçen kabulün benimsenmemesi halinde, ileride tesis edile-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1