201 TBB Dergisi 2024 (174) Abdullah ARIKAN Fakat tüm bu gerekçeler öğretide haklı olarak ikna kabiliyeti yüksek bir argümana dayanmadıkları için eleştirilmektedir.125 İlk argüman açısından yaklaşırsak, vergi davaları somut uyuşmazlığa bağlı olarak bazen iptal bazen de tam yargı davası126 mahiyetini taşımaktadır.127 Matrah ya da birim değeri takdir ve tespitine yönelik işlemlerin huuyarınca, idari yargı mercileri, uyuşmazlık konusu olayın hukuki çözüme kavuşturulması açısından her türlü inceleme ve araştırmayı yapmak ve iddia ve savunmalarda ortaya konan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığını tespit etmekle görevli ve yetkili kılınmıştır…indirim hakkından yararlanılabilmesi için fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması gerektiğinden, yargı merciince belirtilen şekilde yapılacak inceleme sonucunda faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin ortaya konulmasını amaçlayan Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin de bir gereğidir. Bu kapsamda idari yargı yerlerince resen araştırma ilkesi esas alınarak yapılacak yargısal denetimin idarenin yerine geçerek işlem tesis etme olarak değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır.” Bkz. Danıştay VDDK, T. 11.03.2020, E. 2019/1853, K. 2020/291, https://lib.kazanci.com.tr/, (E. T.: 06.05.2024). 125 Kumrulu’ya göre, tüm bu argümanlar idari işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi yasağını aşabilme gayesi ile formüle edilmektedir. Fakat zorlama sonucu ortaya çıktıkları için yapay nitelik arz etmektedirler. Bkz. Kumrulu, Yargılama, s. 293, 295. 126 Söz gelimi, vergi mahremiyeti ihlal edilen bir kimsenin uğramış olduğu zararın tazmini gayesiyle açacağı dava esas itibariyle tam yargı davası niteliği taşır. Bkz. Serkan Acinöroğlu, “Vergi Davasının Hukuki Niteliği”, AÜİİBD, C. 23, S. 3, 2009, s. 202-203; Ayrıca vergi ve/veya cezanın ödenmesinden sonra açılacak davalarda tarh ve/veya ceza kesme işleminin iptalinin yanı sıra haksız alındığı iddia olunan vergi ve/veya ceza tutarlarının iadesi de talep edilir ise iptal ve tam yargı davaları birlikte açılmış olur. Fakat İYUK’un 12. maddesinde ifade edildiği üzere, yükümlü mezkûr davaları ayrı ayrı açmayı da tercih edebilir. Bu takdirde davanın salt ilgili işlem ya da işlemlerin iptali talebiyle açılması halinde iptal, sadece haksız alındığı iddia olunan tutarın iadesi talebiyle açılması halinde ise tam yargı davasından söz edilir. Bkz. Turgut Candan, “Vergi Uyuşmazlıkları ve İdari Davalar”, Danıştay Dergisi, S. 54-55, 1984, (Vergi), s. 38-39; Kumrulu, Yargılama, s. 241-244. 127 Candan, Vergi, s. 38 vd.; Kumrulu, Yargılama, s. 228 vd.; Selim Kaneti/Esra Ekmekçi/Gülsen Güneş/Mahmut Kaşıkcı, Vergi Hukuku, 2. Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul 2022, s. 477-478; Mehmet Tosuner/Zeynep Arıkan, Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözümü ve Türk Vergi Yargısı, Kanyılmaz Matbaacılık, İzmir 2014, s. 71; Şenyüz/Yüce/Gerçek, Vergi, s. 334; Bilici, Vergi, s. 218; Serkan Ağar, “Vergi Davalarının Hukuki Niteliği”, TBBD, S. 62, 2006, s. 197; Mehmet Yüce, Vergi Yargılama Hukuku, 7. Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa 2023, s. 167-168; Mutluer/ Dayanç Kuzeyli, s. 276-277; Bayraklı, s. 87-93; Soner Yakar, “6545 Sayılı Kanun ile İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunda Yapılan Değişiklikler Sonrası Vergi Davalarının Hukuki Niteliği Üzerine Bir Değerlendirme”, MHD, S. 187, 2020, s. 1891.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1