Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

202 Emlak Vergisi Uygulamasından Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Yargısal Çözümünde Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri kuka aykırılığının iddia edilmesi halinde hukuka uygunluk denetimine tabi tutulan, tarh işlemi veya takdir komisyonu kararı olduğundan mezkûr davalar esas itibariyle iptal davası niteliğindedir.128 Fakat bahsi geçen davalar özelinde tam yargı davası129 ya da sui generis bir dava niteliği taşıdığı görüşü130 savunulsa bile, idari işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi yasağı tüm idari davalar bakımından geçerlilik arz eder. Böyle olunca da dava türünün farklılaştırılması sözü edilen yasağın aşılıp aşılmadığı noktasında hukuki bir dayanak teşkil etmez.131 Diğeri, bazı kanuni düzenlemelerin değinilen surette hüküm tesis edilmesine cevaz verdiği yönündedir. Söz gelimi, İYUK’un 28. maddesinin 5. fıkrasındaki şu hüküm dayanak olarak kabul edilmektedir: “Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarı ilgili idarece mükellefe bildirilir.” Fakat düzenlemenin ne lafzından ne de ruhundan vergi mahkemesinin olması gereken tutarı saptadıktan sonra hüküm fıkrasında bu tutara yer vererek kısmen ret ve kısmen iptal şeklinde karar verebileceği anlamı çıkmaktadır. Zira ilgili kuralda matrah ya da birim değerinin mahke128 Kumrulu, Yargılama, s. 197; Uluatam/Methibay, s. 244; Sarıaslan, s. 40; Peki vergi mahkemesinin matrah veya birim değerini hesaplamak suretiyle işin esasına da girerek hüküm tesis ettiği ihtimallerde davanın niteliği ne olacaktır? Bu davalar özü itibariyle iptal davası niteliğini taşımakla beraber özellikle hüküm fıkrasında matrah veya birim değeri tutarına yer verilmesi ya da cezanın olması gerekenle değiştirilmesi ihtimallerinde, yargıcın sahip olduğu yetki dikkate alındığında tam yargı davasına yaklaşıldığı söylenilebilir. Fakat yine de burada iptal davası niteliğinin daha baskın olduğunu ifade etmek gerekir. Bkz. Kumrulu, Yargılama, s. 244-249; Değinilen ihtimallerde iptal davasından söz edileceği yönündeki görüşler için bkz. Ağar, s. 297; Yüce, s. 168. 129 Bu yöndeki görüşler için bkz. Gözübüyük, Yargı, s. 268; Kemal Gözler/Gürsel Kaplan, İdare Hukuku Dersleri, 19. Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa 2017, s. 838. 130 Bu yöndeki görüşler için bkz. Karakoç, Yargılama, s. 218-219; Özgür Biyan, Vergi Hukuku, 3. Baskı, Dora Yayıncılık, Bursa 2022, s. 354; Turmangil’e göre, vergi davaları uyuşmazlığın niteliği baz alındığında iptal, hâkimin sahip olduğu yetki (iptalle yetinilmeyerek, matrahın da saptanması dolayısıyla) baz alındığında ise tam yargı davası niteliğini taşımaktadır. Yazar vergi davalarını, her iki dava tipine dair unsurları muhtevasında barındıran bu yapısını dikkate alarak, “karmaşık yargı türü” olarak değerlendirmektedir. Bkz. Civan Turmangil, “Vergi Davasının Hukuki Niteliği”, AÜHFD, C. 39, S. 1, 1987, s. 154-155. 131 Lütfi Duran, “İdari İşlem Niteliğinde Yargı Kararıyla Vergi Davalarının Çözümü (II)”, AİD, C. 21, S. 1, 1988, (Vergi Davaları (II)), s. 72; Kumrulu, Yargılama, s. 298301; Dursun, s. 281-282; Bahçeci, Tarhiyat, s. 120.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1