Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

205 TBB Dergisi 2024 (174) Abdullah ARIKAN Kanaatimizce vergi mahkemesinin matrah veya birim değeri tutarını tayin ettikten sonra hüküm fıkrasında hukuka uygun bulduğu tutar için kısmen ret, kalan tutar için ise kısmen iptal yönünde karar vermesi idari işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi yasağına aykırılık teşkil eder.143 Fakat vurgulamak gerekir ki, mahkemenin böyle yapmayıp, olması gereken matrah veya birim değeri tutarını saptadıktan sonra tarh işlemi ya da takdir komisyonu kararını tümüyle iptal etmiş olması halinde de benzer bir durumla karşılaşılır. Zira her ikisinde de hukuka uygunluk taşıyan tutarı aslında idare değil, mahkeme saptamış olmaktadır.144 Bir an için mahkemenin hüküm fıkrasında iptal kararı vermekle yetinmesi ve karar içeriğinde olması gereken tutar yönünden tabiri caizse idareye yol göstermesinin ilgili yasağa aykırılık teşkil etmeyeceği düşünülebilir.145 Fakat İYUK’un 28. maddesinin 5. fıkrası çerçevesinde konuya yaklaşıldığında böyle olmadığı görülebilmektedir. Nitekim ilgili hüküm uyarınca idare, mahkeme kararını esas alarak yeniden ihbarname düzenler ve yükümlüye tebliğ eder. Bu ihbarnamede (uygulamada iki no’lu ihbarname olarak isimlendirilmekte) yer alacak vergi tutarı mahkemece saptanmış olan tutardan 143 Öğretide yaygın görüş bu doğrultudadır. Bkz. Candan, Vergi, s. 38; Duran, Vergi Davaları (II), s. 72 vd.; Kumrulu, Yargılama, s. 299; Kaplan, Karar Verme, s. 94; Kerem Canbazoğlu/A. Eren Altay, “Vergi Davasının Kurumsal Niteliği ve Bunun Yansımaları Üzerine Bir İnceleme”, Metin Günday/M. Artuk Ardıçoğlu/Metin Kayaçağlayan/K. Burak Öztürk/M. Ayhan Tekin Tekinsoy/H. Gökçe Zabunoğlu (Yay. Haz.), Prof. Dr. Yahya Zabunoğlu Armağanı, Ankara Üniversitesi Yayınları No: 316, Ankara 2011, s. 193; Mustafa Akkaya, “Vergi Yargısında Yargılama Süreçlerinin Yeniden Değerlendirilmesi”, Danıştay ve İdari Yargı Günü 144. Yıl Sempozyumu, Danıştay Yayınları No: 83, Ankara 2013, s. 181; İbiş, s. 121 vd.; Bahçeci, Tarhiyat, s. 115 vd.; Mert, s. 244-246; Candan’a göre, idari yargı mercileri dava konusu işlemin hukuka uygunluğunu denetlerken maddi veya hukuki sebeplerin varlığını ya da doğruluğunu araştırma yetkisi kapsamında keşif veya bilirkişi incelemelerinden istifade ederek çeşitli tespitlerde bulunabilir. Fakat bu tespitler esas itibariyle inşa edilecek hükme varılmasını sağlayan dayanakları yani ulaşılacak yargının gerekçesini meydana getirir. Yoksa verilecek kararın hüküm fıkrasında söz konusu tespitlere yer verilmesi yargı merciinin idarece tesis edilecek işlem ile aynı neticeye sebebiyet verecek karar vermesi anlamına gelir. Bu da yürütülen yargılama sürecini tespit davasına dönüştürür ki idari yargıda böyle bir dava tipine yer verilmiş bulunulmamaktadır. Bkz. Candan, Yargılama, s. 346, 353. 144 Kumrulu, Yargılama, s. 300. 145 Bu yönde bkz. Nazalı, https://www.vergidunyasi.com.tr/, (E. T.: 05.05.2024); Canbazoğlu/Altay, s. 194; Oral, s. 161-162.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1