206 Emlak Vergisi Uygulamasından Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Yargısal Çözümünde Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri herhangi bir farklılık taşıyamaz.146 Başka bir deyişle, işlem ister tümüyle iptal edilmiş isterse de hukuka uygun bulunan kısım için kısmen ret kararı verilmiş olsun, idare her halükârda mahkemece saptanan tutarı esas alacaktır.147 148 İki ihtimal bakımından en önemli farklılık, ilkinde işlem tümüyle iptal edildiğinden geçmişe dönük olarak tamamen ortadan kalkar, fakat ikincisinde reddolunan tutarlık kısım için işlem varlığını devam ettirir. İlk ihtimalde, mahkeme kararı doğrultusunda gönderilen ihbarname bünyesinde tarh işlemi yeni bir idari işlem vasfını taşırken, ikinci ihtimalde kısmen reddolunan kısım için gönderilen ihbarnamede o kısım açısından yeni bir işlemden söz edilemez. Zira bu kısım ile alakalı iptal kararı verilmediğinden mevcudiyeti, idarece henüz vergi davası açılmadan tesis edilen işlem bünyesinde devam etmektedir.149 146 Aksi takdirde idare mahkeme kararını uygulamamış olur ki bunun da yaptırımı İYUK’un 28. maddesinin 3. fıkrasında idare aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılabilmesi olarak ifade edilmiştir. 147 “Vergi yargıcı…davanın esasına ilişkin kararlarında…tam yargı davasında verilecek hükmün edime ilişkin kısmını, iptal kararının gerekçe kısmına alabilir. Örneğin, “…iadesi gereken verginin alınmasına ilişkin haksız işlemin iptaline”; ya da “aslında 100 birim olması gerekirken 80 birim olarak matrah takdirine ilişkin işlemin iptaline” karar verebilir…Tüm bu durumlarda, şeklen iptal davasına uyulmuş olur. Ama konunun özü değişmemiş olur…böyle formülasyon farklılıkları… kamuflaj işlevini görür; yoksa, gerekçenin de bağlayıcılığı ilkesi karşısında idari eylem ya da işlem tesisi yasağının dolanılması imkanını yaratmaz.” Bkz. Kumrulu, Yargılama, s. 300. 148 Karahanoğulları’na göre, iptal yönündeki tüm kararlar inşai vasıf taşıdıklarından “olumsuz kuruculuk” niteliğini haiz bulunmaktadır. Pozitif düzenlemelerde idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemez denilirken kastedilen, mahkemenin “olumlu kuruculuk” niteliği taşıyan hüküm tesis etmesinin önüne geçebilmektedir. Yazara göre, vergi davalarında matrahın saptanması akabinde verilen kısmen iptal yönündeki kararlar “olumlu kuruculuk” niteliğini taşımaz. Zira idare kısmen iptal kararı sonrası matrahı yeniden hesaplayıp, yeni bir tarh/ceza kesme işlemi yapabilir. Fakat uygulamada idare böyle davranmayıp, pratiklik sağladığı için, kısmen iptal kararına “olumlu kuruculuk” vasfı yüklemekte ve sonraki işlemlerini mezkûr karar üzerine inşa etmektedir. Bkz. Karahanoğulları, Vergi Davaları, s. 207-210; Aynı yönde bkz. Bayraklı, s. 96-97. 149 Candan, Vergi, s. 32-33; İkinci ihtimalde yeni bir idari işlem tesisinin söz konusu olmadığı yönünde bkz. Metin Tekgündüz, “İdari Dava Türleri ve Vergi Davası”, Danıştay Dergisi, S. 50-51, 1983, s. 58; İbiş, s. 124; Her iki ihtimalde de yeni bir işlem tesis edildiği yönünde bkz. Mahmut Kaşıkcı, “Vergi Hukukunda Yargı Kararları Üzerine Vergi İdaresi Tarafından Yapılan Bildirimlere Konu İşlemlerin Hukuki Niteliği ve Vergi Davasının Konusu Oluşturup Oluşturamayacağı Üzerine Bir İn-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1