Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

212 Emlak Vergisi Uygulamasından Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Yargısal Çözümünde Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri niden yorumlanmak zorundadır. Zira iptal öncesi, emlak vergisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların takdirin gerçekleştirildiği yıl sonuna kadar kesinleşmesi, dava açabilecek kişi ya da kuruluşlara komisyon kararları imza karşılığı tevdii edildiği için mümkündü. Lakin iptal sonrası alıntılanan düzenlemede geçen kesinleşme tabiri eski işlevini kaybetmiş ve mükerrer 49. madde dava açma süresi kurumuna dair Anayasal ve kanuni hükümler doğrultusunda yeniden yorumlanmak durumunda kalmıştır. Kanaatimizce ara işlem vasfında olan ve emlak vergisinin yükümlü sayısı ile belli bir yükümlü tarafından dava açılsa bile verilecek iptal kararının sonuçlarından ilgili takdir komisyonu kararından etkilenen diğer şahısların da istifade edebileceği yönündeki Danıştay kararları dikkate alındığında düzenleyici idari işlemlerin hukuki rejimine tabi olması gereken takdir komisyonu kararları açısından yukarıda alıntılanan hükümde geçen ilan, mükerrer 49. maddenin iptal sonrasındaki halinde dava açma süresini başlatır mahiyette ilan olarak değerlendirilebilir. Böylece dava açmanın belli bir süre ile sınırlandırılmasındaki kamu yararı da korunmuş olur. Sürenin başlangıcında ise, ilanın gerçekleştirildiği günü takip eden günün esas alınması gerekir. Tabi takdir komisyonu kararlarının düzenleyici idari işlemlerin hukuki rejimine tabi olacağının kabulü, İYUK’un 7. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, ilgili kararların daha sonraki bir evrede uygulanmaları halinde de dava konusu yapılabilmeleri ihtimalini doğurmaktadır. Mezkûr kararlar açısından uygulama işlemi emlak vergisinin tarh edilmesi olduğundan, bahsi geçen düzenleme uyarınca, komisyon kararına karşı yukarıda sözü edilen surette dava açılmasa da tarh işleminin tesisiyle beraber komisyon kararına, tarh işlemine yahut da her ikisine birden dava açılabilir. Böyle olunca da tarh işlemine karşı ne zamandan itibaren dava açılabileceği konusu üzerinde de durmak gerekir. VDDK’nın yakın tarihli bir kararında emlak vergisi tarhı işlemlerine karşı dava açılmasında ikili bir ayrım yapılmıştır. Buna göre, dört yılda bir gerçekleştirilen takdir işlemleri akabinde ya da yükümlünün bildirimde bulunması üzerine tesis edilecek tarh işlemlerine karşı eğer, EVK’nın 11. ve 21. maddelerinin 2. fıkralarında belirtildiği üzere, yükümlüyü durumdan haberdar etmek üzere yazı gönderilmişse dava açma süresi bu tarihi takip eden günden, gönderilmemişse öğrenme tarihinden itibaren

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1