Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

214 Emlak Vergisi Uygulamasından Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Yargısal Çözümünde Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri Hemen belirtelim ki, ilgili yasağın uygulanabilirliği ve kapsamı da başlı başına önemli bir sorundur. Zira idari yargıda aslında her iptal kararı mahiyeti itibariyle idari işlem vasfını haiz bulunmaktadır. Ayrıca vergi mahkemesi idari işlemin konu unsuru yönünden denetim icra edebilmek için çoğu zaman vergi tutarı ya da birim değerini hesaplamak zorunda kalabilmektedir. Böyle olunca da zorunluluk kapsamında kalan hallerde ilgili yasak dolayısıyla yargısal denetim yapılamayacağını kabul etmek hukuk devleti ilkesini zedeleyecektir. Dolayısıyla hangi hallerde konu unsuru yönünden denetimin zorunlu olduğu hususunun saptanması elzem nitelik taşımaktadır. Belirtmek gerekir ki, bazı durumlarda idare zamanaşımının dolacak olması gibi sebeplerle vergi matrahını varsayım ya da kanaate dayalı genel ifadelerle saptamakta ve somut tespitlere yer vermemektedir. Bu gibi hallerde artık vergi tutarının hesaplanmasına gerek olmamakta ve konu unsuru yönünden idari işlemin hukuka aykırılığı bariz bir görünüm taşımaktadır. Bunun dışında yani somut tespite dayalı matrah veya birim değeri takdir ve tespitlerinde vergi mahkemesi hukuka uygun tutarları kendisi de bilhassa bilirkişi delilinden istifade ederek saptayacak ve idarece saptananla kıyaslamak suretiyle konu unsurunun hukuka uygunluğunu değerlendirecektir. Bunu yapmasında bir sakınca bulunmamakla birlikte kanaatimizce vergi mahkemelerinin dava konusu yapılan işlemi kısmen değil de tümüyle iptal etmesi gerekir. Zira nasıl ki idari işlemler bölünebilir nitelik taşımadıklarından yükümlüler tarh işlemi ya da takdir komisyonu kararına karşı belli bir tutarı baz alarak dava açamıyorlarsa, verilecek iptal kararlarının da benzer bir mantık çerçevesinde inşa edilmesi gerekir. Aksi takdirde dava açan kimse idari işlem hukuka aykırılık taşısa da en baştan haksız kabul edilmekte ve dava masraflarının belli bir bölümünü her halükarda yüklenmek zorunda kalmaktadır. Böyle olunca da özellikle yüksek olmayan tutarlara dair işlemlere karşı açılacak davalarda yüklenilecek dava masrafı dolayısıyla yükümlünün mahkemeye erişim hakkı özelinde adil yargılanma hakkının zedelenmesi olağan bir hale gelmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1