301 TBB Dergisi 2024 (174) Ayşe ARAT - Bekir AKINCI ğü, “mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük” olamayacaktır (TKAKK m. 8). Bu asgari büyüklüğe erişen tarım arazileri, bölünemez eşya niteliği kazanmakta12 ve ifrazına, hisselendirilmesine, pay ve paydaş adedinin artırılmasına izin verilmemektedir (TKAKK m. 8/II-III). Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü ise bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak kanuna ekli listede belirlenen büyüklüklerdir (TKAKK m.3/h). Bu büyüklüğün altında ifraz ve bölünme yapılamamaktadır. Yeter gelirli tarımsal arazilerin, bu niteliğine ilişkin olarak, Bakanlığın bildirimi üzerine tapu müdürlüklerince, arazinin tapu kütüğündeki sayfasına şerh13 konulmaktadır (TKAKK m. 8/A). Görüldüğü üzere asgari tarımsal arazi büyüklüğü, ülke genelindeki alt sınırı, yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü ise daha dar çerçeveli, bölgesel farklılıkları dikkate alarak, il ve ilçeler için ayrı ayrı belirlenmiş büyükleri ifade etmektedir.14 O halde yeter gelirli tarımsal arazi, asgari tarımsal arazi büyüklüğünden küçük olamamaktadır. Bununla birlikte bu iki büyüklüğün eşit veya yeter gelirli tarımsal arazinin, asgari tarımsal araziden büyük olarak belirlenebilmesi mümkündür.15 Örneğin dikili araziler için asgari tarımsal arazi büyüklüğü 0,5 hektar iken, Kanun’a ekli (1) sayılı liste çerçevesinde tüm il ve ilçeler için dikili arazi büyüklüğü 10 dekardır ve ülkemizde dikili bir arazinin bu büyüklüğün altında parsellere bölünebilmesi söz konusu değildir.16 Mirasçılar, terekedeki tarım arazileri konusunda aralarında anlaşırken, Kanun’un belirlediği bu büyüklüklere riayet etmek zorundadırlar. Örneğin 10 dönümlük bir tarlayı diledikleri gibi bölebilme (tapuda ifraz ettirme ya da elbirliği mülkiyetini paylı mülkiyete dönüştürme) 12 Eren/Başpınar, s. 162; Yavuz/Topuz, s. 668. 13 Kanunda şerh konulacağı ifade edilmesine rağmen, yönetmelikte beyanlar hanesine şerh konulmasından söz edilmiştir. Doktrinde bu ifadeyi beyan olarak anlamak gerektiği belirtilmektedir. Kemal Oğuzman/Özer Seliçi/Saibe Oktay-Özdemir, Eşya Hukuku, güncellenmiş ve eklemeler yapılmış 23. Bası, Filiz, İstanbul 2021, N. N. 945; Ş. Barış Özçelik, “5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda 6537 sayılı Kanun’la Yapılan Değişiklikler ve Değerlendirilmesi”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIX, Y. 2015, S. 1, s. 91. 14 Özçelik, s. 90; Yavuz/Topuz, s. 665. 15 Özçelik, s. 90. 16 Eren/Başpınar, s. 173; Özçelik, s. 90.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1