312 Muris Muvazaası Davalarında 5403 Sayılı Kanun’un Uygulanması Sorunu rafından dolaşılarak yapılan hisselendirmeler engellenmiş ve bu yolla tarım arazilerinin bölünmesine ilişkin yasağın aşılması önlenmiştir. Benzer yaklaşımın miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesi konusunda da gösterilmesi gerekmektedir. Miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesinin engellenmesi, 5403 sayılı Kanun’un özellikle üzerinde durduğu bir konudur. Uygulamada, tıpkı hukuki işlem yoluyla yapıldığı gibi mirasa konu tarım arazileri bakımından muvazaa iddiası ile açılan davalardaki mahkeme kararlarıyla, Kanun’un amacına aykırı sonuçlar ortaya çıktığı görülmektedir. Kanaatimizce bu sorun, 5403 sayılı Kanun’un muris muvazaası iddialarında, mahkemelerce en başta resen göz önünde bulundurulması ile çözülebilir. Aynı şekilde muris muvazaasına ilişkin iddiaların esastan değerlendirilmesinde, mahkemelerin 5403 sayılı Kanun’un amacına uygun bir yaklaşım belirlemeleri gerekmektedir. O halde 5403 sayılı Kanun, mirasın paylaşılmasında muris muvazaası bakımından, iki ayrı açıdan değerlendirilmelidir. İlki bu Kanun uyarınca tapunun kısmi iptalinin mümkün olmaması, muvazaalı devredilen tarım arazisinin terekeye döndüğünde paylaşmanın 5403 sayılı Kanun’a göre yapılması zorunluluğudur. 5403 sayılı Kanun kapsamındaki bir tarım arazisi için muvazaalı işlem iddiasında bulunulduğunda, bu iddianın değerlendirilmesinde tarım arazilerinin bütünlüğünün korunmasının göz önünde tutulması gerekir. Uygulamada mahkemelerin bunu dikkate almadan muvazaa iddialarını kabul ettiği ve bölünmemesi gereken arazi için kısmi iptal ve tescil yönünde kararlar verdikleri görülmektedir. Bu durum maalesef emredici bir hükmün, mahkeme kararıyla dolanılmasına yol açmaktadır. Oysa kanunların uygulanması, mahkemeamacıyla getirilen ve kamu düzenine ilişkin olan “bölünemez büyüklük” kuralı ihlal edilmiş olmakta, davacılar ve davalı iyiniyet kuralına aykırı olarak Kanun maddesini dolanmak suretiyle tarım arazilerinin bölünmesine sebebiyet vermektedir. Her ne kadar davalının davayı kabulü ve hükmü istinaf etmemesi üzerine tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne dair hüküm kesinleştirilmiş olsa da davacılar ve davalı arasında bu danışıklı durumu yasanın koruması söz konusu olmayacağından, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü vekilinin yargılamanın iadesini kamu yararı adına talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekmektedir.” (Y. 7. HD. 18.3.2024, E. 2023/1683 K. 2024/1610). Aynı yönde bkz. YHGK. 24.01.2024, 2023/7-273 E, 2024/25 K.; Y. 7. HD., 4.12.2023, E. 2022/4978 K. 2023/5942; Y. 7. HD. 17.10.2023, E. 2022/3353 K. 2023/4818; Y. 7. HD., 4.12.2023, E. 2022/5721 K. 2023/5943; Y. 7. HD., 4.07.2022, E. 2022/2428 K. 2022/4702; Y. 7. HD., 19.01.2023, E. 2021/7524 K. 2023/370 (www.lexpera.com.tr).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1