314 Muris Muvazaası Davalarında 5403 Sayılı Kanun’un Uygulanması Sorunu şekilde uygulanmamalıdır. Nasıl ki mirasçılar arasında iradî taksimle 5403 sayılı Kanun’a aykırı bir paylaşma yapılamamaktadır, mahkemeler aracılığı ile de Kanun’un yasakladığı sonuca ulaşılamamalıdır. Bu kapsamda, mahkemelerin paylı mülkiyete geçiş sonucunu doğuracak tapu iptal kararlarında, tarım arazisine ilişkin asgari ve yeter gelir büyüklüğünü göz önünde tutmaları gerekir53. Tahkikat aşamasında, ilgili İlçe Tarım Müdürlükleri’nden dava konusu parselin, davacının talebine uygun şekilde hisselendirilmesinin 5403 sayılı Kanun’un 8’inci maddenin üçüncü fıkrasına uygun olup olmayacağı baştan sorulmalıdır. Cevabın olumsuz olması halinde ise açılan dava, HMK m. 114 kapsamında dava şartı eksikliği gerekçesiyle reddedilmelidir. Nitekim Yargıtay bir ortaklığın giderilmesi davasında, “Aynen taksimi talep edilen taşınmazların tarımsal arazi niteliğinde olup olmadığı yargılama sırasında değerlendirilmeli, tarım arazisi niteliğinde olması ve tarım arazisi vasfını yitirmemesi halinde, taksim koşullarının 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu çerçevesinde aynen taksimi konusunda bilirkişiden rapor alınması” gerektiğine karar vermiştir.54 Aynı durum muvazaa iddia53 İki büyüklük de göz önünde tutulmalıdır. Zira ifraz bakımından esas alınan yeter gelir büyüklüğü iken, taksim ve hisselendirme bakımından asgari büyüklük esas alınmaktadır. 54 Y. 6. HD. 13.03.2013, E. 2013/2302, K. 4416; aynı yönde İstanbul BAM, 36. HD. 12.06.2019, E. 2017/3204, K. 2019/1109 (lexpera). Noterde düzenleme şeklinde yapılan satış vaadi sözleşmelerinin ifası için davalarda da Mahkemeler arazilerin bölünmez büyüklüğe göre ifraz edilmesinin değerlendirmesinin yapılması gerektiği yönünde kararlar vermektedir: “5403 sayılı Kanun’un 8. maddesi üçüncü fıkrası gereğince tarım arazilerinde; ifraz, hisselendirme, pay temliki, paydaşın payının bir kısmını hisselendirerek diğer paydaşlara kısmen devri hususlarındaki yapılacak işlemlerde bölünemez büyüklüğe göre ifraz edilip edilemeyeceğinin değerlendirmesinin yapılması için il/ilçe tarım müdürlüğüne sorulması gerekecektir.” (Kayseri BAM, 1. HD., 10.6.2022, E. 2022/770 K. 2022/895). Cebri icra ile yapılan pay satışlarında da Yargıtay, satışın 5403 sayılı Kanun’a aykırı olduğu gerekçesiyle İlçe Tarım Müdürlükleri tarafından tescil edilmemesi sebebiyle açılan tapu iptal ve tescil talepli davaların reddi gerektiği yönünde kararlar vermektedir. Bu durumda ihale alıcısının ihalenin feshi davası açabileceğine işaret edilmektedir: “Buna göre, 5578 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 09.02.2007 tarihinden sonra 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca tarım arazilerinden yapılacak her türlü cebri satışlarda 5578 sayılı Kanun ile değişik 5403 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yer alan sınırlandırmalara uyulması gerektiği açıktır. Zira, 5403 sayılı Kanun’un 8. maddesi hükmü emredici olup, cebri satışları da kapsar. Aksine, cebri satışlar anılan kanun hükmü dışında tutulursa, muvazaaya meydan verilmiş olur ki, kanun koyucunun bunu amaçlamayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.” (Y. 1. HD., 16.4.2014, E. 2013/18342 K. 2014/7935, benzer nitelikte bkz. Y. 1. HD., 22.5.2013, E. 2013/1577 K. 2013/8270).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1