319 TBB Dergisi 2024 (174) Ayşe ARAT - Bekir AKINCI iptalinin mümkün olmaması, muvazaalı devredilen tarım arazisinin terekeye dönmesi ve paylaşmanın bu Kanun’a göre yapılması zorunluluğudur. Bir başka deyişle muvazaa iddiası mahkeme tarafından yerinde görülürse, işleme konu olan tarım arazisi, terekeye dahil edilerek paylaştırma 5403 sayılı Kanun’a göre yapılmalıdır. Eğer tarım arazisi, Kanun’da belirlenen büyüklüğün altında ise kısmi iptal ve tescil kararı verilememelidir. Zira 5403 sayılı Kanun uyarınca mirasçıların mirasçılık belgelerindeki payları asgari büyüklüğü sağlayamıyorsa aynen taksime gidilememekte, bu Kanun’la getirilen diğer paylaşma yöntemlerine göre paylaştırma yapılması gerekmektedir (TKAKK m. 8/c). İkinci nokta ise muris muvazaası iddiasının esas yönünden değerlendirilmesi aşamasında 5403 sayılı Kanun’un göz önünde bulundurulmasıdır. Kanaatimizce, muvazaalı işleme konu olan bir tarım arazisi ve lehine kazandırma yapılan da ehil mirasçı ise artık muris muvazaasından söz edilmemelidir. Böylece tapu kaydı, muris muvazaası sebebiyle iptal olmayacağı için kamu yararına uygun şekilde, tarım arazisi ehil mirasçıda kalabilecektir. Bu durumun diğer mirasçıların haklarını zedeleyeceği düşünülmemelidir. Gerek 5403 sayılı Kanun’un mirasçılar arasında denge gözeten hükümleri (TKAKK m. 8/D, 8/H) gerekse şartları oluşmuşsa Medeni Kanunumuzun tenkis (TMK m. 565) ve denkleştirme (TMK m. 669 vd.) hükümlerinin yeterli korumayı sağlayacağı gözden kaçırılmamalıdır. Sonuç olarak 5403 sayılı Kanun, aksi taraflarca kararlaştırılamayacak, emredici nitelikte hükümler getirmektedir ve mahkeme kararları ile bu hükümlerin dolanılmasına fırsat verilmemelidir. Muris muvazaası sebebiyle tapunun kısmi iptaline gidilmemeli, muvazaanın varlığı kabul edilirse tarım arazisi terekeye döndürülmeli ve paylaşma 5403 sayılı Kanun’a göre yapılmalıdır. Bu husus mahkeme tarafından resen göz önünde tutulmalıdır. Diğer yandan muris muvazaasının varlığının değerlendirilmesine ilişkin uygulama, TMK’nın miras hükümlerindeki değişiklikler ve tarım arazilerinin korunmasına yönelik 5403 sayılı Kanun’la birlikte, tekrar gözden geçirilmelidir. Özellikle tarım arazisinin bütünlüğünü sağlanması ve bu arazinin uzman bir kişi tarafından işletilebilmesi için ehil mirasçının, miras bırakan tarafından belirlenmesi ve bunun sağlar arası işlemle yapılabilmesi engellenmemelidir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1