Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

370 Hukuki Açıdan Define Keşfeden Kişinin Hakları tur.27 Gerçekten de gömülme veya saklanmanın insan eliyle yapılması asli bir şart kabul edildiği takdirde, gömülen ya da saklanan yer ile keşfin yapıldığı yerin birebir aynı olması gerekir ki bu durumun ispatı da oldukça güçtür. Son olarak, kanaatimizce, definenin açığa çıkartılmasında da mutlaka insan fiili mevcudiyeti aranmamalıdır. Böylelikle, bir eşya tabii olaylar sonucunda veya hayvan müdahalesiyle ortaya çıktığı zaman diğer koşulların da sağlanması şartıyla define hükümlerinin uygulama alanı bulması söz konusu olabilir.28 Belirtilmesi gereken bir diğer önemli konu; Türk hukuku açısından bir buluntunun define olarak nitelendirilebilmesi için yalnızca gömülmüş veya saklanmış olması yeterli olmayıp; aynı zamanda eşyanın bulunmasından uzun bir zaman önce gizlenmiş olması koşulunun da arandığı hususudur.29 Nitekim kanunda verilen tanımda definenin konusunun; “bulunmalarından çok zaman önce gömülmüş veya saklanmış olduğu anlaşılan değerli şeyler” olduğu belirtilmiştir. Fakat TMK’da geçen “çok zaman önce” ifadesinden ne anlaşılması gerektiği, kavramın göreceli olması sebebiyle açık değildir. Şayet eşyanın, kendine özgü özelliklerinden, bulunuş tarzından veya gizlenme şeklinden tespit edilebildiği kadarıyla günümüze ya da oldukça yakın bir geçmişe ait olduğu kolaylıkla anlaşılıyorsa bu halde define hükümleri uygulanmaz.30 Yargıtay da söz gelimi hâlihazırda tedavülde olan paraların, uzun zaman önce gizlenmiş olamayacağı gerekçesiyle define 27 Aydos, s. 64, dn. 16; Erdoğan, s. 518; Kuşçu, Define Arayıcılığı, s. 1096, dn. 16. 28 Almanya’da domuzlar tarafından toprağın eşelenmesi suretiyle değerli sikkelerin ortaya çıkarıldığı ve sonrasında bunların arazi sahibince fark edildiği bir olayda söz konusu sikkeler, hukuken define sayılmıştır. Bkz. Hill, s. 49-50. Benzer bir olay İtalyan mahkemelerine de yansımıştır. 29 Aralık 1887 gecesi İtalya’nın Anzio bölgesinde şiddetli bir fırtına çıkmış ve bu fırtınanın etkisiyle su altında bulunan kıymetli bir heykel parçası kıyıya vurmuştur. Ertesi sabah kıyıya vuran bu heykel, Morvilles ailesinden bir balıkçı tarafından Aldobrandini ailesinin mülkü içerisinde tesadüfen fark edilmiş, sonrasında ise bulunan bu eşyanın niteliği ve kime ait olduğu noktasında çıkan ihtilaf mahkemeye yansımıştır. İtalyan Temyiz Mahkemesi, 1906 yılında verdiği kararında, bulunan heykelin doğa olayları sonucu ortaya çıkmasına rağmen define niteliğini haiz olduğunu kabul etmekle birlikte definenin balıkçı tarafından keşfedilmediğine ve mülkiyetinin Aldobrandini ailesine ait olduğuna hükmetmiştir. Karar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Silvio Perozzi, Tra la fanciulla d’Anzio e la Niobide: Nuovi studi sul tesoro, Vallardi, Milano, 1910, s. 1-32. 29 Saymen/Elbir, s. 448-449; Esener/Güven, s. 342. 30 Benzer yönde bkz. Erdoğan, s. 518.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1