Türkiye Barolar Birliği Dergisi 174. Sayı

379 TBB Dergisi 2024 (174) Mehmet Mert ÖZYILDIRIM mek amacıyla defineyi bulan kişi sıfatının, bir adi karine olarak, mal üzerinde fiili hâkimiyet kuran kimseye ait olduğunun kabulü yerinde olacaktır.62 Taşınır veya taşınmaz malikinin definenin mülkiyetini iktisap edebilmesi için maddi bir fiiline hatta haberinin dahi olmasına gerek yoktur. Zira kazanım kendiliğinden, hukuk gereğince (ipso iure) gerçekleşmektedir. Bundan ötürü, buluntunun içine gizlendiği eşyanın maliki açısından fiil ehliyetine ihtiyaç duyulmadığı gibi ayırt etme gücüne sahip olunması dahi gerekmez.63 Fakat defineyi bulan kişi sıfatı açısından aynı durum söz konusu değildir. Ödüle hak kazanabilmek için bulan kişinin eşyayı açığa çıkarma fiiline ve buluntu üzerinde fiili hâkimiyet kurma iradesine (animus possidendi) ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple, ayırt etme gücüne sahip olmayan tam ehliyetsizler, keşfeden sıfatını haiz olarak ödül almaya hak kazanamaz. Bulan kişi kavramı bakımından üzerinde durulması gereken bir diğer husus, definenin keşfediliş biçimiyle ilgilidir. Bu bağlamda, her ne kadar kanunda açıkça yer almasa da TMK’da ödül kazanılmasıyla ilgili öngörülen hükümlerin, definenin yalnızca tesadüfen bulunması ihtimaline özgü olduğu açıktır. Çünkü malik ya da üçüncü bir kişi tarafından gerekli makamlardan izin alınarak bilinçli bir şekilde define arandığında özel hüküm niteliğinde olan Define Arama Yönetmeliği m. 18 uyarınca TMK’ya nazaran farklı kurallar uygulama alanı bulacaktır. Ancak define bulmak saikiyle izinsiz bir biçimde başkasının mülkünde arama yapılması ve bir buluntunun elde edilmesi durumunda nasıl hareket edileceği noktasında mevcut bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanımızca bu halde, bulan kimsenin ödül alacağına hak kazanması söz konusu olamaz. Nitekim bulan kişinin, tesadüfe dayanmayan, izinsiz şekilde bulduğu definelerden dolayı ödüllendirilmesi, kaçak kazı ve sondajların önünü açacaktır. Bundan dolayı böylesi bir durumda, taşınır ya da taşınmaz mülk sahibinin, bulan kimseye karşı yerine getirmesi gereken herhangi bir yükümlülüğünün 62 İstisnaen, mal üzerinde fiili hâkimiyet kurulması mevcut olaydaki koşullara göre mümkün değilse, bu halde, defineyi bulan kişi sıfatı; onu ilk defa fark edip somut bir aksiyon alarak definenin varlığı hakkında ilgililere haber veren kişiye ait olmalıdır. Örneğin, malın çok büyük bir toprak yığını altında kalmış olması ya da su altında oldukça derin bir yerde bulunması bu türdendir. 63 Esener/Güven, s. 343.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1