EYLÜL - EKİM / SEPTEMBER - OCTOBER: 2024 YIL/YEAR: 37 SAYI/ISSUE: 174 1988 yılından bu yana yayımlanan Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2002 yılından itibaren “Hakemli Dergi” olarak yayımlanmakta olup 2010 yılından bu yana da TÜBİTAK-ULAKBİM Hukuk Veri Tabanında dizinlenmektedir. HAKEMLİ BİR DERGİDİR
Sahibi / Owner Av. R. Erinç Sağkan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sorumlu Müdürü / Managing Director Av. Veli Küçük, TBB Genel Sekreteri Yayından Sorumlu Başkan Yardımcısı/ VicePresident Head of the Publishing Department Av. Gürkan Altun, TBB Başkan Yardımcısı Genel Yayın Yönetmeni / Executive Editor Av. Özlem Bilgilioğlu Eşgüdüm Kurulu / Board of Coordination Av. Gürkan Altun Av. Veli Küçük Av. Gökhan Bozkurt Av. Özlem Bilgilioğlu Yayın Kurulu Özlem Bilgilioğlu Türkiye Barolar Birliği Genel Yayın Yönetmeni Gizem Özkan Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk ABD Araştırma Görevlisi Abdussamet Tekin Türkiye Barolar Birliği Yayın İşleri Sorumlusu Danışma Kurulu / Board of Advisors* Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ayşe Havutçu Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Muhammet Özekes Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Sibel Özel Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Sultan Üzeltürk Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Türkan Yalçın Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi *(İsme göre alfabetik sıralanmıştır) Türkiye Barolar Birliği Dergisi hakemli bir dergidir. / Türkiye Barolar Birliği Dergisi (Union of Turkish Bar Associations Review) is a refereed review. Türkiye Barolar Birliği Dergisi’nin yayın dili Türkçe’dir. İki ayda bir (Ocak, Mart, Mayıs, Temmuz, Eylül, Kasım aylarında) yayımlanır. / Issued bimonthly (January, March, May, July, September, November). Dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşler yalnızca yazarlarına aittir. / Articles published in these series express solely the views of the authors. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmeden başka bir yerde yayımlanamaz. / Articles published in these series can not be republished without citation. Türkiye Barolar Birliği Dergisi TÜBİTAK - ULAKBİM Hukuk Veri Tabanında dizinlenmektedir. / Türkiye Barolar Birliği Dergisi (Union of Turkish Bar Associations Review) is being permanently indexed in TÜBİTAK - ULAKBİM law database. İletişim Adresi / Communication Address Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı Yayın İşleri Mudürlüğü Oğuzlar Mah. Av. Özdemir Özok Sokak No: 8 06520 Balgat - ANKARA Tel: (0312) 292 59 00 (pbx) Faks: (0312) 286 55 65 web:www. barobirlik.org.tr e-posta: [email protected] Abonelik / Subscription Yıllık abone bedeli: 300 TL. Sayfa Tasarımı ve Ofset Hazırlık / Page Design and Offset Preparation Türkiye Barolar Birliği Yayın İşleri Basım Yeri / Printed by ARCS Matbaa Zübeyde Hanım Mah. Aslanbey Cad. Tuna Han No: 101/2D İskitler / ANKARA 0 (312) 384 24 01 Sertifika No: 49427 Basım Tarihi / Printing Date : 29. 10. 2024
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ DERGİSİ YAYIN POLİTİKASI, YAYIN KURALLARI ve ETİK İLKELERİ Dergi’nin yayın politikası ve etik ilkeleri, Dergi’ye yazı gönderen yazar tarafından kabul edilmiş sayılır. Yayın, imla ve yazım kurallarına uygun olarak düzenlenmeyen, Türkçenin doğru kullanılmadığı yazı, hakemlere dahi gönderilmeden diğer kriterleri taşısa da Dergi Yayın Kurulu tarafından reddedilebilecektir. Bu nedenle her bölümdeki ilke ve kurallar yazar tarafından titizlikle kontrol edilerek uygun olmayanlar düzeltilmeli, eksiklikler giderilmelidir. Yayın Politikası 1. 1988 yılından bu yana yayınlanan Türkiye Barolar Birliği Dergisi (Dergi), 2002 yılından itibaren “hakemli dergi” olarak yayınlanmakta olup 2010 yılından bu yana da TÜBİTAKULAKBİM TR Dizin Hukuk Veri Tabanında dizinlenmektedir. Dergi iki ayda bir yayınlanmakta olup yazı dili Türkçedir. 2. Dergi “hakemli” olarak TR Dizin’de taranan “hakemli bir dergi” olduğu için Dergi’ye gönderilen tüm yazıların hakemlere gönderilmesi gerekli ve zorunludur. Yazarın talebine bağlı olarak yazının hakemlere gönderilmeden yayınlanması mümkün olmayıp yazar tarafından böyle bir istekte bulunulmamalıdır. Yazı hakemlere gönderildikten sonra hakemlerin önerisi/onayı ve editörün takdiriyle, istisnai olarak, bazı yazıların hakemsiz olarak Dergi’de yayınlanmasına karar verilebilir. 3. İlk maddedeki kural “çeviriler” için de geçerli olup çeviri olarak gönderilen yazıların makalede aranan tüm koşulları taşıması gereklidir. 4. Yazar tarafından Dergi’de yayınlanma istemiyle aynı anda sadece bir yazı gönderilebilir. Anılan yazı yayınlandıktan/değerlendirme süreci tamamlandıktan sonra ikinci yazı gönderilmelidir. 5. Yazının Dergi Yayın Politikası, Etik İlkeleri ve Yayın Kuralları’na uygun olması halinde, hakem raporlarından sonra netlik kazanmak üzere Dergi’nin hangi sayısının yayın listesine alındığı, Editör tarafından yazara bildirilir. Dergi’ye gönderilen yazıların yoğunluğu nedeniyle gelen yazıların sıraya konulması hususu ve TR Dizin 2020 yılı zorunlu kriterleri arasında yer alan “Dergi her bir sayısında yer alacak makale sayılarının orantılı olmasına dikkat edilmeli, sayı/cilt arasındaki makale sayısı dengeli olmalıdır” kuralı yazar tarafından dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda Editör tarafından yazının Dergi’nin hangi sayısının yayın listesine alındığı yazara bildirildiğinde, bu bildirim yazar tarafından kabul edilmiş olur (Örneğin: Şubat/2021 itibarıyla Dergi’ye bir yazı gönderildiğinde, yazının kabul edildiği ve hakem raporlarından sonra netlik kazanmak üzere Dergi’nin Kasım- Aralık/2021 sayısının yayın listesine alındığı yazara bildirildiğinde, yazar bunu kabul etmiş olur ve daha sonra herhangi bir itiraz/yazının daha önceki bir sayıya alınmasını isteme gibi bir hakkı söz konusu olmaz). Editörün bildiriminde belirtilen tarih ve sayı yazar tarafından kabul edilmediği takdirde, yazar makalesini çekmek hakkına sahip olup bu durumu derhal bildirmelidir. 6. Ön düzeltme; yazının Dergi Yayın Politikası, Etik İlkeleri ve Yayın Kuralları’na uygun bir şekilde düzeltilmesini, “makalenin gönderim tarihi”; yazının Dergi Yayın Politikası, Etik İlkeleri ve Yayın Kuralları’na uygun bir şekilde gönderildiği tarihi, “makalenin kabul tarihi”; yazının hakem değerlendirme sürecinin tamamlanıp onaylandığı tarihi ifade eder.
7. Her yazı, yazara bildirilen sayının yayınlanacağı tarihe yetişecek şekilde, -yazıların hakemlere gönderilmesi, hakemlerce onaylanması, gerekirse düzeltmelerin yapılması, tasarıma gönderilmesi, son kontrolden sonra web sitesine eklenmesi, ODİS’e ve matbaaya gönderilmesi süreçleri göz önünde bulundurularak- en az iki hakeme gönderilir. İki hakemden biri olumsuz kanaat belirttiği takdirde yazı üçüncü bir hakeme gönderilir veya Editör tarafından takdir hakkı kullanılır. 8. Yazı, “kör hakemlik” sistemi uyarınca, yazarın ad ve soyadı yazı metninden çıkarılarak hakemlere gönderilir. Yazara da yazının hangi hakemlere gönderildiği konusunda bilgi verilmez. 9. Hakem/hakemler tarafından yazının yayınlanması uygun bulunmadığı takdirde bu durum yazara bildirilir. Ret raporlarının yazara gönderilmesi zorunluluğu yoktur. Yazının yayınlanamayacağına ilişkin bildirim, yazının yayın listesinde bulunduğu sayının süreci tamamlandıktan sonra ilgili sayının yayınlanmasıyla eş zamanlı olarak yapılır. 10. Hakem rapor/raporları düzeltme içeriyorsa; rapor, hakem/hakemlerin adı belirtilmeksizin yazara gönderilir. Yazının düzeltilmiş hali hakeme gönderildikten sonra hakem tarafından ikinci bir düzeltme istenebilir. İkinci düzeltmeden sonra yazının hakem tarafından onaylanmaması halinde yazardan üçüncü bir düzeltme istenmez ve yazı reddedilir/reddedilmiş sayılır. Hakemler tarafından onaylanan/düzeltme istenip rapora uygun olarak düzeltildikten sonra onaylanan yazı, alındığı sayının yayın listesine ilişkin süreç tamamlandıktan sonra Dergi’nin ilgili sayısında yayınlanır. Hakem rapor/raporlarında düzeltme istenmiş ancak raporda belirtilen hususlar yazar tarafından süresinde yerine getirilmemişse, bir defaya özgü olmak üzere yazı, alındığı yayın listesinden sonra gelen sayının yayın listesine aktarılır. 11. Yazı yukarıda 4. maddede belirtildiği şekilde yayın listesine alınmış ancak hakem raporları -çok istisnai de olsa- süresinde sunulmamışsa, yazı, alındığı yayın listesinden sonra gelen sayının yayın listesine aktarılır ve bu sayıda anılan yazıya ilişkin sürecin tamamlanması sağlanır. 12. Dergi’ye gönderilecek yazının; özgün, başka bir yerde yayınlanmamış veya yayınlanmak üzere başka bir yere gönderilmemiş olması gerekmektedir. 13. Türkiye Barolar Birliği, yayınlanması kabul edilen yazıların basılı ve elektronik yayın haklarına sahip olur. 14. Yazara ve hakemlere, talep etmeleri halinde telif ücreti ödenir. 15. Yazara, yazısının yayınlandığı sayıdan üç adet, hakemlere ise hakem incelemesi yaptıkları sayıdan birer adet Dergi gönderilir. Dergi’nin kitap olarak kendisine gönderilmesini isteyen yazarın, yazıyı gönderirken adresini ve telefon numarasını da belirtmiş olması gerekmektedir. 16. Talep etmeleri halinde hakemlere makalenin hakem incelemesinin yapıldığı ve raporunun hazırlandığına ilişkin bir yazı gönderilir. Yayın Kuralları 1. Yazı, [email protected] adresine gönderilmelidir. 2. Yazı, ana bölümlerde 1,5 satır aralığı ile 12 punto; dipnotlarda tek satır aralığı ile 10 punto kullanılarak Times New Roman karakterinde yazılmalıdır. 3. Yazarın ad, soyadı ve unvanını, makalede yer almasını istediği şekliyle ve Dergi’de yer alan yazı formatına uygun olarak yazıya eklemesi gereklidir.
4. Kurum, e-posta adresi, ORCID ve makalenin gönderim tarihi (ön düzeltmeden sonraki gönderim esas alınarak) bilgilerinin belirtilmesi zorunlu olup aynı sırada makalenin ilk sayfasına dipnot olarak eklenmelidir. 5. Dergi’nin belirlediği yazı formatı dışında kalan kısımlar, yazıdan çıkarılmalıdır (kapak, içindekiler, kısaltmalar vs. kısımlar). 6. Yazının ilk sayfasında makalenin başlığı, İngilizce başlık, özet, anahtar kelimeler, İngilizce özet ve İngilizce anahtar kelimeler bölümlerine belirtilen sırada yer verilmeli, bu bölümler çok uzun ise kısaltılmalıdır. 7. Dipnot numaralandırmaları, noktalama işaretlerinden (nokta, virgül, noktalı virgül, üç nokta, ünlem, soru işareti vs. noktalama işaretlerinden) sonra yapılmalıdır. 8. Dipnotlarda ve kaynakçada, koyu renkle, altı çizili ve/veya italik yazılan kısımlar (yayın kurallarında italik yazılacağı belirtilenler hariç) düzeltilmeli ve internet kaynaklarındaki alt çizgiler kaldırılmalıdır. 9. Dipnotlar sayfa altında gösterilmeli, dipnotlarda, yazarın adı soyadı şeklindeki düzene uyulmalı, yazar ad ve soyadının sadece baş harfleri büyük ve ad soyadının sonunda sadece virgül olmalıdır. Örneğin: Faruk Erem, Verilen kaynak makale ise makale adı çift tırnak içine alınmalı, sadece eser adı italik verilmeli, yayınevi, ili, baskı yılı ve sayfa sayısı sırasıyla yazılmalıdır. Örneğin: Faruk Erem, “Ceza Hukukunda Meslek Sırrı”, AÜHF Dergisi, Ankara 1943, C. x, S. x, s. xx. 10. Yazının kaynakça kısmında, yazarın soyadı adı şeklindeki düzene uyulmalı, varsa numaralandırmalar kaldırılmalı, yazar soyadı ve adının sadece sonuna virgül konmalıdır. Örneğin: Erem Faruk, “Ceza Hukukunda Meslek Sırrı”, AÜHF Dergisi, Ankara 1943, C. x, S. x, s. xx. Kaynakça kısmı; Kitaplar, Makaleler, Mahkeme Kararları, İnternet Kaynakları, Diğer Kaynaklar gibi bölümlere ayrılarak yazılmalıdır. 11. Dipnotlarda ve kaynakçada yazar ve eser adlarının doğru yazıldığından emin olunmalıdır. İmla ve Yazım Kuralları Aşağıdaki hususlar (yazı metni, alıntı metin, dipnot ve kaynakça dahil olmak üzere) gözden geçirilerek uygun olmayan kısımlar düzeltilmelidir: 1. Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri, kanun, yönetmelik, anlaşma, sözleşme adlarına gelen eklerin kesme işaretiyle ayrılması, Örneğin: Anayasa Mahkemesi’nin, Avukatlık Kanunu’nun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Eş anlamlı kelimelerden birinin tercih edilmesi ve metin içinde yeknesaklığın sağlanması için yazının tamamında sadece birinin kullanılması, Örneğin: Yasa veya kanun kelimelerinden birinin tercih edilip kullanılması 3. Rakamlardan sonra gelen kelimelerin küçük harfle başlaması, Örneğin: 5237 sayılı Kanun, Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesi, 19. yüzyıl, 01.01.2019 tarihli, 2. baskı 4. Alm. (Almanca), İng. (İngilizce), Oğuzlar Mah. Prof. (Profesör), Dr. (Doktor), Av. (Avukat), haz. (hazırlayan), çev. (çeviren) gibi kısaltmalar hariç olmak üzere SGK, TTK, 13. CD, YHGK, TCK gibi kısaltmalarda nokta kullanılmaması, 5. Kısaltmalarda takıların kısaltma okunuşuna göre verilmesi, Örneğin: TCK’nın, İYUK’un
6. Kısaltmaların birden fazla kullanılış şekli varsa birinin tercih edilmesi ve metin içinde ve dipnotlarda aynı şekilde kullanılması, Örneğin: syf., sh., s.’den birinin tercih edilmesi 7. Noktalama işaretlerinin (özellikle tırnak işareti ve kesme işaretinin) yazının her yerinde aynı karakterde yazılmış olmasına özen gösterilmesi, 8. Tarih yazılışında 01.01.2019 şeklindeki kullanımın tercih edilmesi, 9. 1. veya 1’inci yazılışından birinin tercih edilmesi, 10. Tezcan/ Erdem/ Önok, şeklinde yazılışın değil aralık verilmeden Tezcan/ Erdem/ Önok şeklinde yazılışın tercih edilmesi, 11. Noktalama işaretlerinden (nokta, virgül, noktalı virgül, üç nokta, ünlem, soru işareti vs. noktalama işaretlerinden) ve her kelimeden sonra bir harf boşluk bırakılmasına özen gösterilmesi, 12. Yazı içinde kullanılacak kısaltmalara; ilk seferinde açık haliyle birlikte parantez içinde kısaltılmış hali, sonrasında sadece kısaltılmış hali olmak üzere yer verilmesi, 13. Farklı kaynaklardan alıntı yapılmasından kaynaklanan her türlü farklı yazımın kontrol edilerek yeknesaklığın, yazı düzeninin sağlanması. Etik İlkeler 1. Yazar tarafından başka bir yazara ait yazının kendine aitmiş gibi gönderilmesi veya gönderilen yazıda büyük/küçük oranda atıf yapılmadan alıntı yapılmış olması veya yazının tamamına yakınının, atıf yapılsa da başka bir yazı/yazılardan oluşması; kişiye özgü bir durum olup sorumluluk tamamen yazara aittir. 2. Yazı, intihal, sahtecilik, çarpıtma, tekrar yayın, dilimleme, haksız yazarlık ve diğer etik ihlali türlerini içermemelidir. 3. Yazarın gönderdiği çalışmanın özgün olması Dergi kriterlerinin başında gelmektedir. 4. Yayınlanmak üzere gönderilen çalışmanın herhangi bir nedenle Dergi’den çekilmek istenmesi halinde yazıyla (maille) derhal bildirilmesi gerekir. 5. Hakem değerlendirme süreci tamamlanmış bir makale, makul bir gerekçe gösterilmeksizin yazarı tarafından geri çekilmemelidir. 6. Makalede araştırma ve yayın etiğine uyulduğuna dair ifadeye yer verilmelidir. 7. TR Dizin kriterleri gereği, etik kurul izni gerektiren çalışmalarda, izinle ilgili bilgilere (kurul adı, tarih ve sayı no) yöntem bölümünde ve ayrıca makale ilk/son sayfasında yer verilmelidir. Olgu sunumlarında, bilgilendirilmiş gönüllü olur/onam formunun imzalatıldığına dair bilgi makalede yer almalıdır. Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine uyulması gerekmektedir. 8. Dergi tarafından farklı kurumlardan, görüş bildirdikleri konunun uzmanı olan hakemler atanmalı, tarafsızlık ve çeşitlilik ilkelerine dikkat edilmelidir. Hakemler, değerlendirilen yazı sahibinin tabi olduğu etik kurallara bağlı ve bu kuralları titizlikle uygulamak durumunda olmalıdırlar. Dergi’de yayınlanmış makalelerde kurum ve yazar çeşitliliğine özen gösterilmeli, araştırma ve yayın etiğine uygun olmayan yazılar kabul edilmemelidir.
İÇİNDEKİLER/CONTENTS HAKEMLİ MAKALELER 1 Burak TAŞ Ceza Hukuku Bağlamında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları ve İlgili Sorunlar Decisions of Unification of Case Laws of the Court of Cassation in Legal Order and Regarding Problems 39 İbrahim H. SEYDİOĞULLARI Uyuşturucu Ticaretinden Sağlanan Kara Paranın Aklanması Suçunda İspat Yükümlülüğü Burden of Proof in The Crimes of Money Laundering from Drug Trafficking 83 Mehmet Onursal CİN Elektronik İmza Kanunu’nda Düzenlenen Suçlar Crimes in The Electronic Signature Law 127 Fatma Ebru GÜNDÜZ - Melike Özge ÇEBİ BUĞDAYCI İdarenin Sorumluluğunda Yansıma Zarar Damage by Reflection in Liability of Administration 161 Abdullah ARIKAN Emlak Vergisi Uygulamasından Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Yargısal Çözümünde Karşılaşılan Bazı Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri Some Legal Problems Encountered in The Judicial Resolution of Disputes Arising from Property Tax Application and Solution Suggestions 223 Mesut KÖKSOY Arabuluculuk İlk Toplantısına Geçerli Mazeret Göstermeksizin Katılmamanın Yaptırımı Sanction for Not Attending The First Mediation Meeting without Giving A Valid Excuse 263 Bahadır DEMİR Türk Hukukunda Taşıyıcı Annelik ve Taşıyıcı Annelik Sözleşmesi Surrogacy and Surrogacy Contract in Turkish Law 295 Ayşe ARAT - Bekir AKINCI Muris Muvazaası Davalarında 5403 Sayılı Kanun’un Uygulanması Sorunu The Problem of The Application Of The Law Numbered 5403 in Simulation of Successor Cases
323 Alparslan ŞİMŞEK Bir Anti-Doping Kural İhlali Olarak Bulunabilirlik Kusurları Whereabouts Failures as An Anti-Doping Rule Violation 361 Mehmet Mert ÖZYILDIRIM Hukuki Açıdan Define Keşfeden Kişinin Hakları The Rights of The Person Who Discovers A Treasure from A Legal Perspective 399 Utku SARUHAN Türev Sözleşmeler Hukuku: Yeni Bir Hukuk Dalı Olabilir mi? Derivatives Law: Could There Be A New Branch of Law? 445 İrem YAYVAK NAMLI Radyasyonla Çalışan İşçilerin Çalışma Süreleri ve Fazla Çalışma Working Hours and Overtime for Workers Exposed to Radiation
başkan’dan
s. 1-38 TBB Dergisi 2024 (174) * Arş. Gör. Dr., Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı, ORCID: 0000-0001-6481-1580, tas.burak@ outlook.com, Makalenin Gönderim Tarihi: 30.04.2024, Kabul Tarihi: 02.08.2024 CEZA HUKUKU BAĞLAMINDA YARGITAY İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KARARLARI VE İLGİLİ SORUNLAR DECISIONS OF UNIFICATION OF CASE LAWS OF THE COURT OF CASSATION IN LEGAL ORDER AND REGARDING PROBLEMS Burak TAŞ* Özet: Yargıtay’ın görevlerinden birisi, hukuk düzeninde birliği sağlama motivasyonu ile aynı konuda verilmiş farklı içtihatların birleştirilmesidir. Yargıtay Kanunu m. 45’e göre Yargıtay’ın birleştirdiği içtihatlar; adli yargı düzeninde ilk derece mahkemelerini, bölge adliye mahkemelerini, Yargıtay daireleri ile genel kurulları bağlayıcı niteliktedir. Kanunun söz konusu emredici ve açık düzenlemesine rağmen içtihatların birleştirilmesiyle ilgili birçok sorun bulunmaktadır. İçtihatları birleştirme kararlarında terim, nitelik ve kaynak sorunu öncelikli olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağlayıcılık özelliği bakımından içtihatların birleştirilmesi kararlarının hakimin bağımsızlığı ile ilişkisi de oldukça önem arz etmektedir. En önemli sorun ise içtihatları birleştime kararlarının hukuki niteliği üzerinden normlar hiyerarşisinde yeri olup olmadığıdır. Bu sorunun ortaya konulmasının ardından lehe kanun uygulamasının içtihatları birleştirme kararları için uygulanabilirliği gündeme gelmektedir. Bu çalışmada içtihatların birleştirilmesi kararları ceza hukuku özelinde ele alınacak ve bahsedilen problemlere çözüm önerileri sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Hukuk Düzeninin Birliği, İçtihatları Birleştirme Kararları, Bağlayıcılık, Hukukun Kaynakları, Zaman Bakımından Uygulama Abstract: One of the jurisdictions of the Court of Cassation is to unify conflicting judgments on the same subject with the motivation of ensuring unity in the legal order. According to the Court of Cassation Law art. 45, the unified jurisprudence of the Court of Cassation is binding on the courts of first instance, regional courts of appeal, Court of Cassation chambers and general assemblies. Despite this mandatory and clear regulation of the Law, there are many prob-
2 Ceza Hukuku Bağlamında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları ve İlgili Sorunlar lems regarding the unification of case law. The problem of terminology, quality and source of the unification of case-law decisions is of primary importance. In terms of their binding nature, the relationship between the unification of case law decisions and the independence of the judge is also very important. The most important problem is whether the unification of case-law decisions have a place in the hierarchy of norms based on their legal nature. After this question has been addressed, the applicability of the favorable law practice for the unification of case-law decisions comes to the agenda. In this study, the unification of case law decisions will be discussed in the context of criminal law and solutions will be offered to the mentioned problems. Keywords: Unity of the Legal Order, Decision of Unification of Conflicting Judgments, Bindingness, Sources of the Law, Application in terms of Time GİRİŞ İçtihatları birleştirme kararları (İBK) ile Yargıtay, uygulama birliğini sağlamak amacıyla hukuki güvenlik, adalet ve eşitlik ilkeleri açısından önemli bir misyonu gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda içtihatları birleştirme uygulamasında özellik arz eden hususları detaylı bir şekilde incelemek bu çalışmanın önemlidir. Özellikle bu kararların tanımının, terim anlamının ve hukuki mahiyetinin ortaya konması gerekmektedir. Konu ile ilgili değerlendirmede bulunmadan önce içtihatların birleştirilmesi usulü hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Bu aşamadan sonra içtihatları birleştirme kararının hukuki niteliğininin araştırılması daha sağlıklı olacaktır. Nitekim bu kararların hukuki niteliği hususunu açıklığa kavuşturmadan bu kararların normlar hiyerarşisindeki yeri hakkında değerlendirmede bulunmak mümkün olmayacaktır. İçtihatları birleştirme kararlarının hukukun kaynağı olarak değeri ve normlar hiyerarşisindeki yeri açıklığa kavuşturulduktan sonra kanunla norm ihdas yetkisi verilen Yargıtay’ın geniş anlamda kanun koyuculuk özelliği ve Yargıtay’ın bu husustaki yükümlülükleri araştırılmalıdır. Nitekim doktrinde önemli konulardan birisi de Yargıtay içtihatları birleştirme kararlarının bağlayıcılık özelliği ve daire ve kurulları arası bağlayıcılığın kapsamı hususudur. Bu kararların ilk derece mahkemelerini bağlayıcılık özelliği kanunla tanınmaktadır; ancak daire ve kurullar arası bağlayıcılık hususu açık değildir. Nihayetinde bu konuyla ilgili ceza hukuku doktrininde önemli bir tartışma konusunu İBK’ların zaman bakımından uygulanması oluşturmaktadır. Lehe-aleyhe İBK’ların ne şekilde uygulanacağı hususu oldukça tartışmalıdır.
3 TBB Dergisi 2024 (174) Burak TAŞ İçtihatları birleştirme kararlarının Türk hukukunda Danıştay, Sayıştay ve Yargıtay kapsamında uygulaması vardır. Çalışmamızın kapsamını sınırlamak noktasında sadece Yargıtay bakımından ve ceza hukukunu ilgilendiren boyutu noktasında konu araştırılmıştır. Doktrinde bu konu ile ilgili kapsamlı bir çalışmanın söz konusu olmaması gerçekliği karşısında hem ceza hukuku literatürü azami ölçüde tüketilmeye çalışılmış hem de idare hukuku ve diğer disiplin doktrininden faydalanılmıştır. I. İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KARARLARININ TANIMI VE GENEL BİLGİLER Türk Hukuk sisteminde yüksek mahkemelerin temel işlevi hukuk kurallarının ülke çapında aynı ve eşit bir biçimde uygulanmasını sağlamaktır.1 İlk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı kanunlarda öngörülen kanun yolu işletilmek suretiyle bu kararların denetimi gerçekleşir ve bu denetim sonucunda somut olayda uygulanması gereken hukuk kuralları belirlenmiş olur.2 Fakat bu yolla mahkemelerin verdiği kararlar arası çelişkilerin yanı sıra yüksek mahkemelerin daireleri arasında benzer uyuşmazlıklar kapsamında birbiriyle çelişen kararlar söz konusu olabilir.3 Birbiriyle çelişen bu kararlarda tutarlılığın sağlanmasının yegane yolu ise bu içtihatların birleştirilmesidir. Nitekim, mahkemelerin benzer olaylar hakkında verdikleri kararlar arasında çelişki olmaması, kanun önünde eşitlik ilkesi (T.C. Anayasası m. 10) ve genel olarak adaletin bir gereğidir.4 Bu nedenlerle, 1 Tankut Centel, “İş ve Sosyal Güvenlik Hukukuna İlişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarının Uygulamadaki Yönlendirici Etkiler”, Yargıtay Dergisi, Ankara 1989, C.15, S.1, s. 361; Necip Bilge, “Yargısal İçtihatların Bağlayıcı Etkileri ve İçtihadı Birleştirme Kararları” (A. Recai Seçkin’e Armağan), Ankara 1974, s. 278; Aynı yönde Hakan Pekcanıtez, “Yargıtay Yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Değerlendirilmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara, 2019, C.32, S.144, s. 366-387. 2 Ahmet Hulusi Akkaş, Ceza Muhakemesi Bağlamında Yargı Mercileri Kararlarının Birbirleri Üzerindeki Etkisi, Adalet Yayınevi, Ankara, 2016, s. 170; Centel, s. 361. 3 Akkaş, s. 171. 4 Centel, s. 361; “AİHM, bu bağlamda mahkemelerin uygulamalarında tutarlılığın ve içtihatlarında yeknesaklığın sağlanması için mekanizmalar oluşturulmasının önemini birçok defa hatırlatmış; yargı sistemlerini birbirine zıt kararlar verilmesini önleyecek şekilde yapılandırmanın devletlerin sorumluluğunda olduğunu ifade etmiştir. Ne var ki bu ilkelerin AİHM’in incelemek durumunda kaldığı çelişen
4 Ceza Hukuku Bağlamında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları ve İlgili Sorunlar olumsuz bir durumun doğmaması için Yargıtay dairelerinin veya kurullarının kendi kararları arasında veya kendi kararlarıyla diğer Yargıtay daireleri ve kurullarının kararları arasında uyumsuzluk söz konusu olduğunda içtihatların birleştirilmesi yoluna başvurulur. Yargıtay, en yüksek kanun yolu mahkemesi olarak ve yalnızca hukuka uygunluk denetimi yetkisi ile sınırlandırılmış olması gereğince içtihadi hukuk yaratımına önderlik etmekte ve içtihatlarda birlik sağlamaktadır.5 Bu kapsamda içtihatları birleştirme kararı genel olarak şu şekilde tanımlanabilir: Somut olayda uygulanması gereken hukuk kuralının benzer diğer davalarda farklı yorumlanarak uygulanması halinde, yüksek bir mahkeme tarafından bağlayıcı olacak biçimde benzer olaylarda uygulanacak hukuk kuralının belirlenmesi ve tekdüzeliğin sağlanmasına yönelik yargısal faaliyetlerdir.6 yorumların bir yüksek mahkemenin birleştirici yetkisini uygulayabileceği yasal hükümlerle bağlantılı olarak yargı sisteminin aynı dalında meydana gelen davalar için öngörüldüğü belirtilmelidir (Nejdet Şahin ve Perihan Şahin Türkiye, §§ 55, 80).” AYM, Yasemin Bodur, B.No: 2017/29896, 25/12/2018. 5 Feridun Yenisey/Ayşe Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınları, 9. Baskı, Ankara, 2021, s. 102; İfade etmek gerekir ki hesap yargısında da içtihatların birleştirilmesi usulü öngörülmüştür. Sayıştay Kanunu m. 58’e göre: “(1) İşin gereği ve ibraz edilen belgelerin mahiyeti bir olduğu halde aynı konu hakkında dairelerce veya Temyiz Kurulunca verilen ilamlar birbirine aykırı ise Sayıştay Başkanı bu ilamları içtihatların birleştirilmesi için Genel Kurula gönderir. (2) Sayıştay Başkanı birleşmiş içtihadın değiştirilmesi için de istemde bulunabilir. (3) İçtihatların birleştirilmesi veya değiştirilmesi kararları Resmi Gazetede yayımlanır. Bu kararlara Sayıştay daire ve kurulları ile kamu idareleri ve sorumlular uymak zorundadır.” Sayıtay Kanunu m. 25/2-b’de içtihatları birleştirmede Sayıştay Genel Kurulu yetkili kılınmıştır. Atilla İnan, “Genel Olarak İçtihatları Birleştirme Kurumu ve Sayıştay’da İçtihatları Birleştirme”, Yargıtay Dergisi, Ankara 1984, C. 10, S. 1-2, 1984, s. 66. 6 AYM, 1968/38E., 1969/24K., 12.6.1969T. Akkaş, s. 171; “…içtihatların bir kısmının mutlak bağlayıcılığını öngören ve Kontinental sistemin hiçbirinde bulunmayan içtihatları birleştirme kurumu, İslâm hukukundaki icma kurumunun Cumhuriyet dönemindeki uzantısıdır. Ayrıca, Yargıtay Kanunu’nda içtihatlarla ilgili olarak benimsenen hükümler ve hâkimler ve savcıların terfi sistemi de içtihatların bağlayıcılığını artıran ögeler olmuştur.” Fahrettin Kayhan, “Yargısal İçtihatlardan Yararlanma Yöntemi ve Türk Hukuku”, Sempozyum ve Tartışmalar XI, Banka ve Ticaret Hukuku Enstitüsü, Ankara 14 Mayıs 1999, s. 17 (Aktaran: Halim Alperen Çıtak, İdare Hukukunun İçtihadî Karakteri, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2019, s. 10 (dn 50))
5 TBB Dergisi 2024 (174) Burak TAŞ İçtihatları Birleştirme Kararlarının tanımı kadar önemli bir diğer husus da doğru terim kullanımıdır. Mevzuatta ve yargı kararlarında iki farklı kullanım dikkat çekmektedir: “içtihatları birleştirme” ve “içtihadı birleştirme”. 1859 sayılı Şurayı Devlet Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Tadiline ve Tayyına ve Kanuna İlâve Edilecek Bazı Maddelere Dair Kanun m. 15’te “içtihadın tevhidi” terimi kullanılmıştır. 521 sayılı mülga Danıştay Kanunu’nda genel olarak içtihatlar” terimi kullanılsa da m. 45’te aynı madde içinde hem içtihatların birleştirilmesi hem de içtihadın birleştirilmesi ifadesi kullanılmıştır. 2575 sayılı mer’i Danıştay Kanunu’nda genel olarak “içtihatlar” kelimesi kullanılmış ancak mülga Danıştay Kanunu’nda olduğu gibi m. 39’da aynı madde içinde hem içtihad hem de içtihatlar ifadesi kullanılmıştır.7 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nda da “içtihatları birleştirme” ve “içtihatların birleştirilmesi” kelimesi bir yerde geçmekte iken on dört yerde “içtihadı birleştirme” ifadesi geçmektedir. En doğru ve yeknesak kullanım mülga 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunu’nda yer almaktadır. Bu kanunun her yerinde içtihatların birleştirilmesinden söz edilmiştir. Arapça kökenli, cehdetmek (ele geçirilmesi zor olan bir şey için üstün gayret sarfeylemek)8 anlamına gelen içtihat; tek başına tekildir.9 Kelimenin çoğul şekli içtihadattır.10 İçtihatların birleştirilmesi usulünde, doğası gereği, birden çok içtihadın bire indirgemesi söz konusu olduğu için, çoğul anlam ifade eden “içtihatlar” kelimesinin kullanılması yerinde olacaktır.11 II. İÇTİHATLARIN BİRLEŞTİRİLME USULÜ 1. Genel Olarak İçtihatların Birleştirilmesi Yargıtay, içtihatları birleştirme dışında kanuna aykırı verilen hükümleri bozarken olaya uygulanacak olan kanunun anlamının ne şe7 Mer’i Danıştay Kanunu m. 18’in başlığında “içtihadları” ifadesi kullanılmış, Kanun’un geri kalanında “içtihat” kelimesi kullanılmıştır. Bu açıdan kelimelerde birlik olmayışı da dikkat çekmektedir. 8 İnan, s. 55. 9 Serkan Kızılyel, “Danıştay İçtihatları Birleştirme Usulünün Formel İşleyişi Üzerine”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara 2015, C.28, S. 119, s. 116-117 (dn 3). 10 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Doğuş Matbaası, Ankara, 1970, s. 487 (Aktaran: Kızılyel, s. 116-117 (dn 3)). 11 Kızılyel, s. 116-117 (dn 3).
6 Ceza Hukuku Bağlamında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları ve İlgili Sorunlar kilde anlaşılması gerektiğini de göstermektedir.12 Aslında Yargıtay’ın kanunların uygulanması noktasında yaptığı belirlemeleri sayesinde kanunların ülke içinde aynı tarz ve usulde uygulanabilmesi de sağlanmaktadır ancak Yargıtay daireleri arasında da aynı konu ile ilgili farklı kararlar çıkabilmektedir.13 Bu kapsamda da Yargıtay Kanunu’nda içtihatların birleştirilmesi usul ve esasları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yargıtay’ın benzer somut olaylardan soyut olarak ilke kararı şeklinde içtihatları birleştirme kararı vermesi usulü 2797 sayılı Yargıtay Kanunu14 (YK) m. 8, 15/2, 16/5, 41, 42, 44, 45, 57 ve 58’de ayrıntılı olarak belirlenmiştir.15 Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, özel hukuku ilgilendiren kararlar bağlamında içtihatları birleştirirken, Ceza Genel Kurulu,16 ceza hukukunu ilgilendiren kararlar bağlamında içtihatları birleştirmektedir. Hukuk ve Ceza Genel Kurulları ve daireler arası içtihat uyuşmazlıklarında içtihatların birleştirilmesi ise Büyük Genel Kurul tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda Yargıtay özelinde üç farklı içtihatları birleştirme uygulaması söz konusudur.17 Birinci Başkan, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeler ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinden oluşan Yargıtay Büyük Genel Kurulu (YK m. 8), Hukuk Genel Kurulunun benzer olaylarda birbirine aykırı biçimde verdiği kararları ile Ceza Genel Kurulunun yine benzer olaylarda birbirine aykırı olarak verdiği kararları veya Hukuk Genel Kurulu ile Ceza Genel Kurulu; Hukuk Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi; Hukuk Genel Kurulu ile bir ceza dairesi veya Ceza Genel Kurulu ile bir ceza dairesi; Ceza Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi veya bir hukuk dairesi ile bir dairesi ceza arasındaki içtihat uyuşmazlıklarını gidermek ve içtihatları birleştirmekle görevlidir (YK m. 16/5). Verilen bu içtihatları birleştirme 12 Dönmezer/Erman, s. 206. 13 Dönmezer/Erman, s. 206. 14 8/2/1983 tarih, 17953 sayılı Resmî Gazete. 15 Sulhi Dönmezer/Sahir Erman, Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku Cilt 1, Der Yayınları, 14. Baskı, İstanbul, 2016, s. 206. 16 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Ceza Genel Kurulu en son 1984 tarihinde içtihadı birleştirme kararı vermiştir. Bkz. “Türk Ceza Kanunu’nun 278. maddesinde yazık nisbi nitelikteki ağır para cezası, 2248 ve 2790 sayılı Kanunlarla değişik 5435 sayılı Kanun gereğince misil artırmasına tabi değildir.” YİBCBGK, 1984/1E., 1984/5K., 25/6/1984T. 17 İnan, s. 58.
7 TBB Dergisi 2024 (174) Burak TAŞ kararları da benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlamaktadır (YK m. 45/5). Tüm bu verilerden anlaşılan içtihatları birleştirme kararlarının ceza hukukunda kaynak olarak itibar görme rolünü oldukça güçlendirdiğidir; nitekim bir ülkede gerçek anlamda hukuk birliği sadece benzer olaylarda aynı kanunların uygulanması ile değil kanunların yorumu noktasında aynı şekilde uygulama birliği ile sağlanabilmektedir.18 Kanuni bir düzenleme gereği zorunluluktan ziyade fiilen gerçekleşecek bir içtihat birliği sağlanması; hukukun gelişimine katkı sağlayacağı gibi hakimlere hukuka uygun, vicdanlarına göre karar verebilmelerinde bir serbestlik tanımaktadır. 19 Ayrıca bu yolla da hukuki güvenliğin sağlanmasında kişilere önemli bir güvence sunulmaktadır. 2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtirazında İçtihatların Birleştirilmesi Olağanüstü bir kanun yolu niteliğinde olan Başsavcı itirazında kanun koyucu, Başsavcının hukuka aykırı olarak değerlendirdiği daire kararlarına karşı itiraz yetkisi tanımakla Ceza Genel Kurulunu hakem olarak belirlemek istemiştir.20 Yargıtay ceza dairelerinin farklı karar vermeleri durumunda olağanüstü itirazı haklı kılabilen Ceza Genel Kurulu’nun görüşünün alınması gereği gündeme gelir. Halihazırda farklı daire kararlarından biri hatalıdır. Ceza daireleri arasında görüş aykırılıklarının bulunması eşitsizliğe neden olmaktadır. Bir görüşe göre bu eşitsizliği giderebilecek yöntem doğru olmasa da içtihatların birleştirilmesidir. Hangi daire kararının doğru olduğunu, içtihatları birleştirme mekanızması vasıtasıyla Yargıtay Ceza Genel Kurulu belirleyecektir. Genel Kurulun görüşünün alınmasının içtihatların birleştirilmesi ile gerçekleşmesi mümkündür. 21 Bu görüşteki yazarlar temelde Cumhuriyet başsavcısına böyle bir olağanüstü yetki tanınmasını gerektirecek ve haklı kılacak olağanüstü 18 Dönmezer/Erman, s. 207 19 Dönmezer/Erman, s. 207 20 Yenisey/Nuhoğlu, s. 1003. 21 Yenisey/Nuhoğlu, s. 1003.
8 Ceza Hukuku Bağlamında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları ve İlgili Sorunlar bir gereksinimin bulunmadığı kanaatindedirler. Bu nedenle de bu yolun kaldırılması gerektiğini savunmaktadırlar.22 Bu usulün Yargıtay’ın iş yükünü arttırdığı kanaatindedirler.23 CMK m. 308’de itiraz üzerine dosyanın kararına itiraz edilen daireye gönderileceği ve dairenin de mümkün olan en kısa sürede itirazı inceleyip yerinde görürse kararını düzelteceği; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göndereceği düzenlenmiştir. Doktrindeki söz konusu görüşe göre içtihatları birleştirme müessesesinin ıslah edici işlevi göz önüne alındığında dairenin karar vermesi için dosyanın daireye gönderilmeyip doğrudan içtihatlar birleştirilmek üzere Genel Kurula gönderilmesi daha yerinde olacaktır. Böylece Yargıtay’ın iş yükü nispeten azalmış olacak ve süreç daha yumuşak biçimde sonlanacaktır. Nitekim Başsavcılık itirazı ancak dairelerin farklı karar vermeleri halinde ortaya çıkmaktadır.24 Kanaatimizce başsavcılık itirazında içtihatları birleştirme usulünün uygulanması her zaman için olumlu sonuç vermeyebilir. Kararına itiraz edilen daire, önceki kararından dönebilir. Süreç de daha kısa sürede sona erebilir. Kaldı ki itirazın konusu her zaman için içtihat farklılıklarından kaynaklanmayabilir. Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/267E., 2021/464K., 25.1.2021T. sayılı kararında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31.12.2020 tarihli ve KD- 2020/75964 sayılı itirazını kabul etmiştir. Bu itiraz da içtihat aykırılığına ilişkin olmayıp bozmaya konu edilmeyen yeni hukuka aykırılıklar saptandığı gerekçesine dayanmaktadır.25 Ayrıca Yargıtay 17. Ceza Dairesi’nin Başsavcılık iti22 Bkz. Yenisey/Nuhoğlu, s. 1003. 23 Genel kurulun görüşüne başvurmak kararın kollektifliğini artırma yönünden fayda sağlasa da yazarlara göre bu usulün zararları daha ağır basmaktadır. Bkz. Yenisey/Nuhoğlu, s. 1003. 24 Yenisey/Nuhoğlu, s. 1003. 25 “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazında (özetle); Dairemizce kanun yararına bozma talebine konu kararın kanun yararına bozma talepnamesinde belirtilen hususun dışına çıkılarak tüm yönleriyle incelendiği, bozmaya konu edilmeyen yeni hukuka aykırılıklar saptandığı ve kararın CMK’nın 309/4-a maddesi gereği bozulduğundan bahisle; Dairemizin ilamının kaldırılması ile kararın CMK’nın 309/4-c maddesi uyarınca bozulmasına veya re’sen saptanan hukuka aykırılıklar yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda dosyanın Adalet Bakanlığı’na tevdiine, şayet Dairemiz aksi kanaatte ise bu kez de dosyanın CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmesini talep edilmiştir.
9 TBB Dergisi 2024 (174) Burak TAŞ razına konu olan kararı da sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığı konusuna ilişkindir. Suça sürüklenen çocuğun, Şube Müdürlüğü ile görüşmelere katılmaması konusunda, geçerli, kabul edilebilir haklı bir mazeretinin bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılması ve sonucuna göre hükümlünün hukuki durumunun tayin ve tespiti yerine, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçe ile hükümlerin açıklanmasına karar verilmesi üzerine, dairenin itiraz talebini kabul etmesi ile suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının karar verilmesine ilişkin karar bozulmuştur.26 Kanaatimizce, eğer daireler arası içtihat farklılıkları söz konusu ve bu da Yargıtay’da uygulama birliğine aykırı neticelerin doğmasına sebep oluyorsa bu durumda başsavcılık itirazında dosyanın kararı veren daireye gönderilmesi aşamasının atlanması yerinde olacaktır. Ancak bunun için açık bir kanun hükmüne ihtiyaç söz konusudur. Nitekim CMK m. 308/2 hükmü emredici niteliktedir. III. İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KARARININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE NORMLAR HİYERARŞİSİNDEKİ YERİ İçtihatları birleştirme kararının hukuki niteliği çok fazla tartışma konusu yapılmamakla birlikte doktrinde bir görüşe göre içtihatları birleştirme kararı, genel, soyut ve yazılı norm27 koyma faaliyeti ola- Dairemizce gereği görüşülüp düşünüldü: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.09.2020 gün ve KYB. 2020/75964 sayılı ihbarnamesi içeriğinde belirtilen bozma sebebi dışında Dairemizce yeni hukuka aykırılıklar tespit edildiği ve bu sebeplerle kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.12.2020 tarihli ve KD - 2020/75964 sayılı itiraz istemi; 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca yerinde görülmekle itirazın kabulüne, Dairemizin aynı günlü 2021/627 E. ve 2021/628 E. sayılı dosyalarında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazlarının kabulüyle, aynı sebebe dayalı uyuşmazlık hakkında 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nu 282. maddesine aykırılık kabahatinin oluşacağından bahisle karar verildiği görülmekle, bu sebepten kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 25.01.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verilmiştir.” 26 Bkz. Y17.CD, 2017/2986E., 2017/10422K., 25.09.2017T. 27 Genel olarak norm kavramı ve bu kavramın kapsamı hakkında bkz. Hans Kelsen (çev. Michael Hartney), General Theory of Norms, Clarendon Press, Oxford, 1991, s. 1-12.
10 Ceza Hukuku Bağlamında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları ve İlgili Sorunlar rak değerlendirilmelidir ki bu da maddi anlamda bu bir yasama faaliyetidir.28 İBK’lar somut bir dava veya somut bir uyuşmazlıkla ilgili değildir. Ortada bir dava bulunmamaktadır.29 Bu görüşe göre davanın olmadığı yerde yargılama faaliyetinden de söz edilemeyeceği için Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurullarının faaliyeti neticesinde oluşan kararlar yargısal bir karar değildir.30 Nitekim yargısal bir karardan söz edebilmek için “maddi anlamda, somut hukuksal uyuşmazlığın, kural olarak dava konusu olayla sınırlı olarak sadece tarafları bağlayacak şekilde çözülmesi”, diğer bir anlatımla “soyut ve genel hukuk kurallarının tekil ve somut olaylara uygulanması” söz konusu olmalıdır.31 Bu kapsamda bu görüş içtihadı birleştirme kurullarının faaliyetinin yargısal nitelikte olmadığını ve bu kararlarda yer alan ilkelerin de teknik anlamda yargısal içtihat olarak değerlendirilemeyeceğini savunmaktadır.32 Kaldı ki Yargıtay Kanunu’nda içtihadın birleştirilmesi usulü yargısal içtihat vermekten oldukça uzak bir şekilde düzenlenmiştir. Bunun da İBK’ların yargısal nitelikte birer karar olmadığı savını güçlendirdiği savunulmaktadır.33 Doktrinde bu görüşü kabul eden başka bir görüş, bu durumun yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kullanılacağını ifade eden Anayasa m. 7’ye aykırı olduğunu da vurgulamaktadır.34 28 Kayhan, s. 357; Sevtap Metin, Hukuk Normunun Yorumu, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul, 2002, s. 183; Doktrinde bir görüş İçtihatları Birleştirme Kararlarının kanundan da üstün hale geldiğini savunmaktadır. Bkz. Yenisey/Nuhoğlu, s. 102. 29 Selman Özdemir, “İdarî İşlemin Geri Alınmasında, İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararlarının İdarî Yargı Pratiğindeki Uygulanışına Dair Bir Değerlendirme”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Konya 2021, C.29, S.2, Y.2021, s. 1394. 30 Fahrettin Kayhan, “Özel Hukuk Uygulamasında Yargı İçtihatlarının ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının Normatif Gücü”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara 1999, C.11, S.2, s. 357; Metin, s. 183. 31 Kayhan, s. 357. 32 Kayhan, s. 357. 33 Kayhan, s. 357. 34 Kemal Gözler, Hukuka Giriş, Ekin Yayınevi, 13. Baskı, Bursa, 2016, s. 178; Kanımızca hukuk düzenine yasama faaliyeti benzeri yeni norm getiren her uygulamanın Anayasa m. 7’ye aykırı olduğu sonucunu çıkarmak hukukta yorum ve mantık hatasına sebep olmaktadır. Böylesi bir kabulle hareket edilirse kanun gibi güce sahip olan Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin çıkarılması yahut milletlerarası anlaşmaların Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması da bu maddeye aykırı değerlendirilecektir.
11 TBB Dergisi 2024 (174) Burak TAŞ Anayasa Mahkemesi; bir kararında, içtihatları birleştirme kararının, belli bir olay için yeni bir hukuk kuralı koymak gereğiyle değil ancak ve ancak belli bir olaya uygulanacak kanunun veya objektif nitelikte olan diğer hukuk kurallarından hangisinin, hangi anlamda uygulanacağını saptamak için verileceğini belirtmiştir.35 AYM bu yolla ilke kararı niteliğindeki içtihatları birleştirme kararlarının yeni bir hukuk kuralı koyma özelliğine sahip olmadığını kabul etmektedir.36 Ancak Yargıtay ise bir konunun içtihatları birleştirme kararıyla aydınlanması, fiilen, o konuda yeni bir kanun çıkarılması anlamına geldiğini savunmaktadır.37 Böylece Yargıtay içtihatları birleştirme kararlarının uygulamada yeni bir hukuk kuralı yaratma özelliğine sahip olduğunu benimsemektedir.38 Doktrinde bir görüş içtihatları birleştirme kararlarının uygulamada yeni bir hukuk kuralı niteliğini taşımadıklarını ve bunların misyonunun mevcut uygulamaları bir esasta toplamaktan ibaret olduğunu savunmaktadır.39 Bu görüşe göre içtihatları birleştirme kararları, verildikleri tarihten sonra kanun koyucuyu etkileyebilmektedir ve kanun koyucu da önceden verilmiş içtihatları birleştirme kararlarından esinlenerek bunları kanunlaştırabilir. Kanaatimizce bu kararların yeni bir hukuk kuralı niteliğinde olmadığı görüşü yerinde olmasa da kanun koyucu gerçekten İBK’dan esinlenebilir. Şöyle ki Cumhuriyet savcısının, fiilin önödeme kapsamında olduğunu ihmal edip iddianame düzenlemesi ve iddianamede gösterilen suçun vasfının duruşmada değişerek fiilin önödeme kapsamına girdiğinin anlaşılması durumunda mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmamaktaydı. Bu iki hal, 11.4.1983 tarihli, 2/2 sayılı İBK ile düzenlenmişti. 5237 sayılı TCK’da bu iki hale yer verilmiş, söz konusu İBK’dan esinlenilmişti.40 35 AYMK., 1969/38E., 1969/34K., 12.6.1969T. Karar için bkz. Centel, s. 362; Bu kararın doğru olduğunu savunan görüş için bkz. Baytaz, s. 191. 36 Centel, s. 362. 37 YHGK., 1963/4-71E., 1963/21K., 20.2.1963T. Centel, s. 362. 38 Centel, s. 362. 39 Centel, s. 363; Benzer yönde bkz. Şerife Yıldız Akgül, “İçtihadı Birleştirme Kurumu ve İptal Kararı Üzerine Fiili Çalışmaya Bağlı Döner Sermaye Ek Ödemelerinin Davacıya Ödenmesi Gerektiğine İlişkin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 2013/2 Esas ve 2018/2 sayılı Kararı Üzerine Değerlendirme”, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Eskişehir 2020, C.6, S.1, s. 47. 40 Mehmet Emin Artuk/Ahmet Gökcen/Mehmet Emin Alşahin/Kerim Çakır, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 14. Baskı, Ankara, 2020, s. 881.
12 Ceza Hukuku Bağlamında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları ve İlgili Sorunlar Kanaatimizce İBK’ların yasama faaliyeti niteliğinde olduğu ve yargısal nitelikte olmadığı görüşü yerinde değildir.41 İçtihatları birleştirme kararları ile somut olayda ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesi amacıyla değil benzer olaylarda olaya uygulanacak hukuk kuralının yorumlanmasında ve belirlenmesinde ülkesel uygulama birliğinin sağlanması amaçlanır.42 Burada, somut olaylarda sübjektif ve olaya özel kararlar değil benzer davalarda uygulama birliğini sağlayabilmek adına objektif ve herkese hitap edecek şekilde genel nitelikte kararlar verilir.43 Genel ve herkese hitap edebilme niteliği ise bu kararları kanun gücünde olduğunu44 göstermektedir; ancak bu kararlar Anayasa gereği Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kanun biçimine çıkarılmadıkları için kanun niteliği taşımamaktadır. Yasama yetkisinin asliliği ilkesi bu kararların kanun olarak değerlendirilmesini engellemektedir.45 Kanunların çıkarılma usulü ile İBK’ların çıkarılma usulleri tamamen birbirinden farklıdır. Kanunlar genel ve soyut düzenlemeler içermekteyken İBK’lar genel ancak somut olaylara özgü soyut düzenlemeler içermektedir. Bu soyutluk ise uygulanması gereken hukuki düzenleme ve bu düzenlemenin yorumlanması noktasındadır. Bu kararların hukuki niteliği en genel ifade ile “yargısal yorum aracı” olarak nitelenebilir.46 Bu kararlar bir yargı organı tarafından verilip somut olaya özgü soyut kural içerdiği için mahkeme kararı niteliğindedir.47 İBK’lar uy41 Benzer yönde bkz. Önder, s. 85. 42 Bilge, s. 278. 43 Bilge, s. 278. 44 Özbek/Doğan/Bacaksız, Muhakeme, s. 86. 45 Aynı yönde Abdullah Batuhan Baytaz, Kanunilik İlkesi Bağlamında Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukunda Yorum, Oniki Levha Yayınları, İstanbul, 2015, s. 191. 46 Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler (TCK m.1-75), Beta Yayıncılık, 7. Bası, İstanbul, 2019, s. 107; Doktrinde Özgenç, hukukumuzda yorum kararı şeklinde bir karar türü olmadığı, bağlayıcı olanın yorum değil hüküm olduğu, İBK’nın kanunun yorumu olarak kabul edildiğinde de bağlayıcılık açısından problem oluşturduğu gerekçesi ile İBK uygulamasına hukukumuzda son verilmesi gerektiği kanaatindedir. Bkz. Özgenç, s. 78 dn 216. 47 Benzer yönde bkz. Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 14. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2021, s. 52; “İçtihadı birleştirme kararlarının öteki yargı kararlarından ayrılan bir özelliği, bu kararların mevcut bir uyuşmazlığı, belli yargısal yöntemlerle çözümleyen kararlardan olmamasıdır.” Danıştay İBK, 1992/1E., 1993/2K., 10.06.1993T. Karar için bkz. Çıtak, s. 143 (dn 211).
www.barobirlik.org.trRkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1