Türkiye Barolar Birliği Dergisi 175.Sayı

101 TBB Dergisi 2024 (175) Ender TÜRK yapılmasına izin veya yetki veren ve cebirle desteklenmiş irade açıklamalarıdır. Dolayısıyla hukuk normları daima emir, yasak, izin veya yetki içeren önermelerden oluşur. İnsan davranışını yönlendirmeyi hedeflemeyen, yani emir vermeyen, yasak koymayan, izin veya yetki vermeyen bir önerme, normatif nitelikte olmadığından hukuk kuralı sayılmaz. Türk hukukunda ilk kez, İsviçre’den iktibas edilen 1926 tarihli Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda uygulanmaya başlanan maddelere kenar başlığı konması usulü, kanunun planını ayrıntılı olarak ortaya koyması, istenen maddenin hemen bulunmasına imkân sağlaması, ayrıca bazı kanunların kapsadığı maddelerin daha açık olarak anlaşılmasına ve gereksiz tartışma ve tereddütlerin önlenmesine yardımcı olması bakımından büyük fayda sağlamaktadır. Yasamadan sadır olan işlemlerin norm sayılabilmesi için emir, yasak, izin veya yetki içeren önermelerden oluşması gerekmektedir. Önerme, belli bir doğruluk değeri bulunan ifadeler olup herhangi bir söz dizisinin önerme olabilmesi için öncelikle bir anlamının olması gerekir. Türkçe’de, bir söz dizisinin anlamlı olabilmesi için bir yargı bildirmesi, yani yükleme sahip olması gerekmektedir. Madde kenar başlıkları ise yüklemsiz söz dizilerinden ibaret olduklarından bir anlamları da yoktur. Anlamı bulunmayan bu söz dizilerinin önerme niteliği bulunmamakta ve dolayısıyla bunlar hukuk normu da sayılmamaktadır. Kanun koyucunun iradesinin ürünü olsalar da hukuk normu niteliğinde olmayan madde kenar başlıklarının iptal davasına konu edilmesi mümkün değildir.”.52 Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda alıntılanan kararı ile benzer yöndeki diğer kararları göz önüne alındığında, bu konudaki gerekçesinin özünün; madde kenar başlıklarının “tek başlarına bir anlamları olmadığı” ve dolayısıyla “hukuk normu niteliği taşımadıkları” argümanlarına dayanmakta olduğu belirtilebilir.53 Mahkeme’nin bu konudaki argümanları ilk bakışta makul gibi görünse de aslında temel noktalarda birkaç açıdan eleştiriye açıktır: Bunlardan birincisi; söz konusu argümanın, anayasallık denetimi kapsamını daraltıcı bir özellik taşıdığı için öncelikle hukuk devleti ilkesi bakımından oldukça sorunlu bir niteliğe sahip olmasıdır. Gerçekten de Mahkeme, yukarıda belirtilen içtihat ve argümanları aracılığıyla, denetim yetkisi kapsamına giren herhangi bir işlemin herhangi bir maddesinin kenar başlıklarını denetim alanından dışlamakta ve 52 Bkz.: E.2013/95, K.2014/176, 13/11/2014. Aynı yönde ayrıca bkz.: ibid. 53 Aynı yönde bkz.: E.2024/45, K.2024/61, 22/02/2024, § 29.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1