Türkiye Barolar Birliği Dergisi 175.Sayı

107 TBB Dergisi 2024 (175) Ender TÜRK sikliği” gibi sakatlık hallerinin ortaya çıkması gerektiği belirtilmiştir.74 Bu kapsamda kanunlar bakımından “parlamento iradesinin olmaması”, “Cumhurbaşkanının yayımlama iradesinin bulunmaması” veya işlemin “Resmî Gazete’de yayımlanmaması” gibi durumlar ilk başlarda “yokluk” halini ortaya çıkaran koşullar olarak örneklenmiştir.75 Ancak sonraki zamanlarda ise Mahkeme, bu koşullardan yalnızca ilkini “yokluk” hali için kabul etmeye başlamış; diğer ikisini ise “yürürlük” ve “uygulanma” koşulu olarak dışlamıştır.76 Nihayetinde yokluk halinin ortaya çıkabilmesi için başvuru konusu işlemin “hukuk âleminde hiçbir zaman varlık kazanamamasına yol açacak ağırlıkta ve açıklıkta” bir “hukuka aykırılığın” sonucunda ortaya çıkmış olması77 ve bunların dışındaki sakatlık hallerinin ise yargısal denetime tabi oldukları sürece yokluğun tespiti yoluyla değil, işlemin iptali yoluyla giderilmeleri gerektiği ayrıca belirtilmiştir. Başka bir deyişle, bir işlemin varlığının zorunlu koşulları bulunmadığı takdirdeki hukuka aykırılıklarda “yokluk”; zorunlu koşulların bulunduğu takdirdeki hukuka aykırılıklarda ise “iptal” halinin söz konusu olacağı bildirilmiştir.78 Yokluğun tespiti halinde başvuru konusu işlem “hiç olmamış”, “hiç doğmamış” veya “hukuk alemine (hiç) çıkmamış” sayılacağı için,79 bu yetkinin işlemin iptalini gerektiren herhangi bir hukuka aykırılıkta değil; bunun da ötesindeki ağır ve açık hukuka aykırılıklarda kullanılması şüphesiz yerinde ve gereklidir.80 Nihayetinde böylesi bir hukuka aykırılığın söz konusu yargılama süreci sonunda ortaya çıktığı kanaatine varan Anayasa Mahkemesi’nce; ilgili bireysel başvuru kararlarının yargı ve yasama organlarınca uygulanmaması neticesinde, Hatay Milletvekili Can Atalay’ın “kesin bir mahkûmiyet” hükmüne dayanmayan bir işlemle milletvekilliğinin düşürüldüğü; böylelikle Anayasa ve hukuk dışı “fiilî (de facto) bir durum” oluşturulduğu; iptal talebine konu bu fiili durumun ise Anayasa’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrasının 74 Bkz.: E.1970/40, K.1971/73, 19/10/1971; E.1992/26, K.1992/48, 17/09/1992. 75 Bkz.: E.2007/72, K.2007/68, 05/07/2007; E.2008/16, K.2008/116, 05/06/2008. 76 Bkz.: E.2014/57, K.2014/81, 10/04/2014; E.2018/42, K.2018/48, 31/05/2018, §§ 5-6. 77 Bkz.: E.2014/57, K.2014/81, 10/04/2014. 78 Bkz.: E.2018/42, K.2018/48, 31/05/2018, §§ 6-7; E.2018/77, K.2023/105, 31/05/2023, §§ 177-178. 79 Bkz.: E.1970/40, K.1971/73, 19/10/1971; E.1992/26, K.1992/48, 17/09/1992. 80 Aksi görüşte bkz.: Can, op. cit., ss. 179-190; Uluşahin, op. cit., ss. 712-727.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1