Türkiye Barolar Birliği Dergisi 175.Sayı

109 TBB Dergisi 2024 (175) Ender TÜRK istemi hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına dair bir hüküm tesis edilmesi ilk bakışta tartışmalı görünebilir. Bununla birlikte, Mahkeme’nin eski bir kararında da ifade ettiği gibi: “Anayasa’da, iptal kararlan idarî davalarda olduğu gibi düşünülmemiş ve iptal edilen kuralın baştan beri geçersiz duruma geldiği esası benimsenmemiştir. Türk Anayasal sisteminde, “Devlete güven” ilkesini sarsmamak ve ayrıca devlet yaşamında bir karmaşaya neden olmamak için iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı kabul edilmiştir. Böylece hukuksal ve nesnel alanda etkilerini göstermiş, sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların, iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadarki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır.”.83 Dolayısıyla iptal kararlarının kural olarak geriye yürümezliği ilkesinin kabul edildiği anayasal sistemimizde (m. 153/5), ab initio “yok hükmünde” olduğu tespit edilen bir işlem hakkında iptal kararı verilmesinin bu ilkeyle bağdaşmayacağı öncelikle belirtilmelidir.84 Bu kapsamda ikinci olarak belirtmek gerekir ki, anayasaya uygunluk denetimine konu bir işlemin “yok hükmünde” olduğunun tespiti, iptal kararları açısından geçerli olan pro futuro etkinin aksine ab initio sonuç doğuracağına göre, baştan itibaren geçersiz olduğu tespit edilen bir işlemin sonradan iptal edilmesi temel hukuk mantığıyla da şüphesiz çelişik olacaktır. Nitekim bu bağlamda; Kelsen’e göre de “Geçersiz bir kanun, baştan itibaren herhangi bir hukuki niteliğe sahip değildir; dolayısıyla, onun görünürdeki hukuki niteliğini ortadan kaldırmak için başka bir hukuki eyleme ihtiyaç yoktur. Eğer böylesi ikinci bir hukuki eylem gerekliyse, karşımızda geçersizlik değil, iptal edilebilirlik var demektir.”.85 Dolayısıyla bu bakımdan da yok hükmünde olduğu tespit edilen bir işlem hakkında iptal kararı yerine, ilgili iptal istemi hakkında KVYO kararı veril83 Bkz.: E.1989/11, K.1989/48, 12/12/1989. 84 İptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı ve istisnaları için bkz.: Mehtap Demirörs, Anayasa Mahkemesi İptal Kararlarının Geriye Yürümezliği Sorunu, Ankara: Astana, 2020. 85 Bkz.: Hans Kelsen, “The Nature and Development of Constitutional Adjudication” (1929), Çev. Lars Vinx, The Guardian of the Constitution: Hans Kelsen and Carl Schmitt on the Limits of Constitutional Law, UK: Cambridge University, 2015, s. 37: “An act that is null lacks any legal character from the beginning, so that there is no need for another legal act to strip it of its pretended legal quality. If such a second legal act is required, we are faced with annullability, and not with nullity.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1