111 TBB Dergisi 2024 (175) Ender TÜRK Mahkemesi de önüne gelen meseleler hakkında zaman zaman anayasal olarak açıkça düzenlenmemiş çözüm ve yetkiler üretmek zorunda kalabilmiştir. Nitekim yukarıda incelenen işlemin yok hükmünde olmasının tespiti ve iptal istemi hakkında KVYO kararı verilmesi de bunun bir diğer örneğidir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının nasıl uygulama kabiliyeti kazanacağı ise şüphesiz konuya ilişkin diğer kararları için de olduğu gibi, hukuk dışı koşulların hukuki alana taşınabilmesi neticesinde belirginleşecektir. Mahkeme’nin bu konudaki son kararı da uygulanmamaya devam ettikçe, hukuk dışı fiili durumlar etkisini sürdürecek ve artık bizzat yasama organının hukuki ve demokratik meşruiyeti tartışma konusu olacaktır. IV. KVYO KARARLARININ UYGULAMASI: OBJEKTİF BULGULAR EŞLİĞİNDE TEMEL SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Yukarıda incelendiği üzere, Türk anayasa yargısında KVYO karar türünün ortaya çıkışı ve gelişimi esasen iki gerekçeye dayanmıştır: Bunlardan birincisi, “normun önceden iptal edildiği gerekçesiyle ortaya çıkan KVYO” (III.A); ikincisi ise “normun sonradan ilga edildiği gerekçesiyle ortaya çıkan KVYO” (III.B) olarak sınıflandırılmıştır. Başvuru konusu işlemin “norm niteliği taşımadığı gerekçesiyle ortaya çıkan KVYO” (III.C) ile “yok hükmünde olduğu gerekçesiyle ortaya çıkan KVYO” (III.D) türleri ise son on yılda ortaya çıkan içtihatların eseri olup, ilk iki türe oranla oldukça nadir niteliktedir. Bunların dışında, KVYO kararlarının bazı hallerde “önceden ret” nedeniyle ortaya çıkabildiğine de yukarıda ayrıca değinilmiştir. Yukarıda değinilmeyen fakat uygulamada nadir de olsa dikkat çeken KVYO kararları olarak “atıfta bulunulan hükümler gerekçesiyle ortaya çıkan KVYO”90 ve “hü90 Bazı durumlarda Anayasa Mahkemesi; başvuru konusu kuralın atıfta bulunduğu kurallar hakkında önceden iptal veya sonradan ilga gibi KVYO gerekçeleri ortaya çıktı ise başvuru konusu kuralların ilgili hükümleri hakkında da KVYO kararı verilebileceğine hükmetmektedir. Örneğin başvuru konusu kuralın atıfta bulunduğu kural önceden iptal edildiyse veya sonradan değiştirildiyse eğer, bu hükümlere atıfta bulunan başvuru konusu kuralların da uygulanma kabiliyeti/imkânı kalmadığı gerekçesiyle iptal talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilebilmektedir (Örneğin bkz.: E.2014/122, K.2015/123, 30/12/2015, §§ 115-117; E.2018/93, K.2021/69, 13/10/2021, §§ 116117; E.2020/56, K.2023/108, 01/06/2023, §§ 122-124).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1