178 Sit Kavramı ve Bir Alanın Sit Olarak Belirlenmesi (İdare Hukuku Açısından Bir İnceleme) Doğal sit sınıflandırması Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun (KTVKYK) ilke kararlarında derece sistemiyle25 yapılmaktaydı. 19.07.2012 tarihli ve 28358 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik’te (KATTY) ise kategori sistemi benimsenmiş olup doğal sitlerin a) kesin korunacak hassas alanlar, b) nitelikli doğal koruma alanları, c) sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları olarak üç kategoriye ayrıldığı düzenlenmiştir (m.6/2).26 25 KTVKYK’nın 28.6.1988 gün, 24 sayılı ilke kararında doğal sitler 1. derece ve 2. derece doğal sit olarak sınıflandırılmıştı. KTVKYK’nın 5.11.1999 gün, 659 sayılı Doğal (Tabii) Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı ise doğal sitleri üçe ayırarak 1. derece, 2. derece ve 3. derece doğal sit olarak sınıflandırmıştır. KTVKYK’nın 19.6.2007 gün, 728 sayılı Doğal (Tabii) Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları ile İlgili İlke Kararında da üçlü ayrım devam etmiştir. Buna göre, 1. derece doğal sit “bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır” (m.1). 2. derece doğal sit “doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı göz önüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır” (m.2). 3. derece doğal sit “doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de göz önünde tutularak konut kullanımına da açılabilecek alanlardır” (m.3). 26 Doğal sitin üç kategorisi KATTY ve Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu’nun (TVKMK) 01.07.2022 gün, 113 sayılı Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı’nda tanımlanmıştır. Kesin korunacak hassas alanlar KATTY.m.7’de “kaynak değerlerinin korunması için; alan kullanımı ve alana tüm etkilerin sınırlandırıldığı, gerektiğinde insanların bölgeye girişlerinin engellendiği, bilimsel araştırmalar, eğitim ya da çevresel izleme amacıyla özel önlemler alınarak korunacak, kara, su, deniz alanları olup Cumhurbaşkanı kararı ile ilan edilerek yapı yasağı getirilen mutlak korunması gereken alanlardır” biçiminde tanımlanmıştır. 113 sayılı İlke Kararı’nda ise daha ayrıntılı bir tanım olarak, “ulusal ve uluslararası oneme sahip tur, habitat ve ekosistemleri bunyesinde barındıran, biyolojik, jeolojik ve jeomorfolojik ozellikleri acısından ekosistem hizmetlerine katkı saglayan, insan faaliyetleri sonucu bozulma veya tahrip olma riski yuksek olan, bitki ortusü, topografya ve siluetin korunması ve gelecek nesillere aktarılması gereken ve Cumhurbaskanı Kararı ile ilan edilen kara, su ve deniz alanlarıdır” denilmiştir. Nitelikli doğal koruma alanları “doğal yapısı değişmemiş veya az değişmiş, modern yaşam ve önemli ölçüde insan faaliyetleri tarafından etkilenmemiş, doğal süreçlerin hâkim olduğu, koruma amaçlarına uygun olarak yörede yaşayanların alanın mevcut kaynaklarını kullanmasını sağlayarak doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu kara, su deniz alanlarıdır” (KATTY.m.8/1; Aynı yönde 113 sayılı İlke Kararı). Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları ise “ulusal, bolgesel ve yerel seviyelerde dogal
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1