Türkiye Barolar Birliği Dergisi 175.Sayı

193 TBB Dergisi 2024 (175) Cengiz Ozan ÖRS Korunma alanı taşınmaz kültür/tabiat varlığının yakın çevresine ilişkin iken sitler ise kültür/tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarını içeren büyük yüz ölçümlü alanlardır. Niteliği gereği kentsel sit sınırlarının en az yapı adası ölçeğinde olması gerekir102 Böylece, sitler kural olarak tek parselden oluşmaz. Bunun istisnasıysa arkeolojik esere ulaşılması üzerine ilgili parsele yönelik olarak I. derece arkeolojik sit kararı alınması olabilir.103 4. Sit Açısından Etkileşim Geçiş Sahası Etkileşim-geçiş sahası; korunması gerekli kültür varlıklarını ve sit alanlarını doğrudan etkileyen, sit bölgeleriyle bütünlük gösteren, daha önceden sit sınırları içindeyken sit sınırları dışına çıkarılmış veya sit sınırları dışında tutulmuş korunacak sokak, meydan, yapı grupları ve benzerlerinin yer aldığı, sit bölgeleri arasında kalmış, sitleri doğrudan etkileyen veya koruma amaçlı imar planlarının hazırlanma aşamasında göz önünde bulundurulması gereken alanlardır (KTVKK.m.3-a/16).104 Tanımdan etkileşim-geçiş sahasının sit kavramı içinde yer almayan, ancak sitin korunması bakımından önem arz eden, sit sınırının bitişi102 Zevkliler, EEK’daki sit tanımına atıfla, EEK’nın belirli bir parsel üzerindeki yapıyı ya da bu parseli yahut ta birkaç parseli değil, oldukça geniş bir bölgeyi sit olarak kabul ettiğini belirtmiştir. Bkz. Zevkliler, Zarar Verici İnşaat, s. 368. “… arkeolojik ‘SİT’ alanı; genelde çok geniş bir sahayı kapsamakta, kültür ve tabiat varlıkları ile bunların koruma alanları ise ‘SİT’ alanı içerisinde, ancak daha küçük yüzölçümüne sahip kısımlarında kalmaktadır”. Bkz. YHGK., T. 12.4.1995, E. 1995/7-231, K. 1995/337, Gündel, s. 60. Nitekim KTVKYK’nın 663 sayılı ilke kararıyla“… Taşınmaz kültür varlıklarının ve korunması gerekli özellik gösteren binaların tespiti ve korunmalarına ilişkin konuların değerlendirilmesi aşamalarında; Her türlü yapı tarzında ve doku özellikli yerleşmelerde korumaya değer sivil mimari örneklerinin toplu şekilde bulunduğu hallerde, bir bütün içinde yer alan tek parsel ölçeğinde karar almadan önce bütünlüğü verecek yapı adası veya sokak ölçeğinde alanın tescil edilmesine, mevzuatta yer almayan tanımların (kültür sokağı vb.) verilmemesine, Yakın çevresi önemli olmayan durumlarda ise doğal olarak parsel ölçeğinde karar alınabileceğine …” karar verilmiştir. Bkz. KTVKYK’nın 5.11.1999 gün, 663 sayılı İlke Kararı. Burada alandan kastedilen kuşkusuz (kentsel) sit alanıdır. 103 Ancak bu parselin çevresi için de 2. Derece ya da 3. Derece arkeolojik sit kararı alınabileceği düşünüldüğünde, derecelerinden bağımsız olarak arkeolojik sitin de bir parsele ilişkin olmayacağı söylenebilir. Bu konuda bkz. İlerisi: Arkeolojik sit ölçütleri. 104 (8.8.2011 tarihli ve 648 sayılı KHK’nin 41’nci maddesiyle 2863 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesine eklenen 16’ncı bent). Ayrıca bkz. KTVKYK’nın 19.4.1996 günlü, 420 sayılı Planlama Sırasında Etkileme Geçiş Alanı Olarak Gözönüne Alınması Gerekli Görülen Alanlara (Planlama Sınırları) İlişkin Esaslar İlke Kararı.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1