Türkiye Barolar Birliği Dergisi 175.Sayı

216 Sit Kavramı ve Bir Alanın Sit Olarak Belirlenmesi (İdare Hukuku Açısından Bir İnceleme) bu alanların korunmasında uzun ya da kısa vadede kamu yararı olan alanlardan olması aranmaktadır. Arkeolojik sit dereceleri ölçütlerinden görüldüğü üzere, I. ve II. derece arkeolojik sit ile III. derece arkeolojik sit arasında alanda kalıntı ve buluntuya ulaşılıp ulaşılmaması şeklinde önemli bir ayrım vardır. Bir alanın III. derece arkeolojik sit olarak belirlenebilmesi için bilimsel olarak arkeolojik eser barındırma potansiyeli taşıması yeterlidir. Ancak bu ölçüt I. ya da II. derece arkeolojik sit belirlemesine gerekçe yapılamaz. Bir başka deyişle, gözle görülür kalıntı/buluntu bulunmayan bir alanın I. ya da II. derece arkeolojik sit olarak belirlenmesi hukuka aykırıdır.221 Kalıntı ve buluntulara ulaşılması durumunda arkeolojik sitin I. derece mi yoksa II. derece mi olacağı ise ulaşılan arkeolojik eserlerin yoğunluğu ile yerleşim nedeniyle doku bozulması olup olmadığına göre belirlenecektir. Taşınmazın arkeolojik sit özelliği taşıyıp taşımadığının ve sit derecesinin tespiti yönünden uzman bilirkişi kurulu oluşturmak suretiyle keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle hukuki uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekli olmakla birlikte222, arkeolojik sit dereceleri ölçütleri TKVSTTY’de objektif bir hukuk kuralı olarak düzenlendiğinden, bilirkişi raporunda hatalı bir kanaate ve sonuca varılıp varılmadığı 221 “Bilirkişi ek raporunda parselin her ne kadar toprak altında arkeolojik eser barındırma potansiyeli taşısa da gözle görulur somut kalıntı olmaması nedeniyle sit kararının kaldırılabileceği veya kısmen koruma sağlanması adına parselin sit derecesinin duşurulup 3. derece arkeolojik sit alanı ilan edilebileceği yönünde göruş bildirilmesi uzerine, … dava konusu parselin de içinde bulunduğu alanın 1. derece arkeolojik sit alanı özellikleri göstermediği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir”. Bkz. Dnş. 6. D., T. 5.2.2020, E:2019/8611, K:2020/1114, Hukuktürk, (E.T.: 6.11.2024). 222 Dnş. 6. D., T. 25.11.2020, E:2020/4450, K:2020/11501, Hukuktürk, (E.T.: 6.11.2024). Bununla beraber, aynı adadaki diğer taşınmazlar hakkında açılmış arkeolojik sit kararı iptal davaları olması durumunda anılan davalarda anılan raporlar görülmekte olan davada da değerlendirilebilecek bilirkişi raporu alınmasına ihtiyaç bulunmayabilecektir. Bkz. Dnş. 6. D., T. 5.2.2020, E:2019/8611, K:2020/1114, Hukuktürk, (E.T.: 6.11.2024). Bilirkişi heyetinde arkeolog bilirkişilere yer verilmesi gerekir. Danıştay, keşif ve bilirkişi incelemesinde yer alacak bilirkişi heyetinde arkeolog bilirkişilere yer verilmesi gerekirken bilirkişi heyetinin iki sanat tarihçisi ve bir şehir bölge plancısından oluşturulduğundan, karara esas alınabilecek nitelikte olmayan bu bilirkişi raporuna dayanılarak verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulmamıştır. Bkz. T. 5.2.2020, E:2019/7991, K:2020/1115, Hukuktürk, (E.T.: 6.11.2024).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1